elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

Yapay Zeka |
'Nedir?' Serisi 1. Bölüm

'Nedir?' Serisinin ilk bölümüyle karşınızdayız. Bu bölümde yapay zekanın ortaya çıkışını, temelinden tüm ayrıntılarına kadar inceliyoruz. Yapay zeka nedir?



A- A+
24.06.2021 tarihli yazı 4352 kez okunmuştur.
İnsan: Bir simülasyon dahilinde mi yaşıyoruz?
GPT-3: Evet, Kesinlikle
İnsan: Peki bu simülasyonu kim tasarladı?
GPT-3: Sen yaptın…
 

Bu ürkütücü konuşma sizi yanıltmasın. Bu konuşma, bir insan beyni ile bir yapay zeka teknolojisinin arasında geçen diyalog. Bu yapay zeka teknolojisinden ilerde bahsedeceğiz. OpenAI şirketinin ürünü olan bu yapay zeka teknolojisi insanlarla mantıklı cümleler kurup, konuşabiliyor, metin çevirebiliyor, şiir bile yazabiliyor. Peki gerçekten yapay zeka bize bu kadar yakın mı? Yapay zeka nasıl bu kadar ilerledi? Nedir bu yapay zeka? Bu soruların cevaplarını merak ediyorsanız. Başlayalım.


Yapay Zeka Nedir?

Bilgisayarlar karmaşık sayısal problemleri ve işlemleri çok yüksek hız seviyelerinde sonuçlandırabilmelerine rağmen problemi veya olayı anlama, yorumlama, öğrenme, karar verme, tecrübe yoluyla kazanılmış geçmişe dayalı bilgileri kullanma gibi yeteneklerden yoksundurlar. İşte tam bu noktada yapay zeka kavramı devreye girmektedir. Yapay zeka tanım olarak, insan zekasını anlamak ve modelleyebilmek için insan beyninin yeteneklerini bir bilgisayara veya makineye aktarabilmek, kazandırabilmektir.

 

Yapay zekanın asıl amacı, insan zekasına gerek duyan işleri yapabilecek makineler üretmektir. Peki Doğal zekanın gerektiği durumlarda ne yapılabilir? Doğal zekanın amacı ise yapay sistemlere zeka katarak, problemin çözümünde bu zekadan faydalanmaktır. İşte bu durum için doğal zeka taklit edilmez. Yapay zekayı daha akıllı ve yararlı hale getirebilmek için doğal zekanın davranışlarını taklit etmesinden bahsetmiştik. Doğal zekanın davranışlarından bahsetmek gerekirse;

► Geçmişe dayalı bilgilerden tecrübe edinilerek öğrenme ve anlama
► Hiç karşılaşılmamış durumlara karşı adaptasyon
► Karmaşık mesajlardan ve problemlerden anlam çıkarma
► Bilgiyi kullanma
► Düşünerek karar verme ve sorgulama yeteneği
 
Bunlar doğal zekanın davranışlarına örnek verilebilir. Yapay zeka, doğal zekanın bu özelliklerini taklit edebilmek için şu tarz teknikler kullanıyor:

► Yapay Sinir Ağları (YSA)
► Bulanık Mantık
► Sinirsel Bulanık Mantık
► Genetik Algoritmalar 
► Uzman Sistemler

Ayrıca derin öğrenme ve makine öğrenmesi de bu teknikleri kullanan yapay zeka alt disiplinleridir. Bu konulardan ilerideki yazılarımızda bahsedeceğiz.

Yapay Zeka Nasıl Ortaya Çıktı?

Yapay zeka tarihine bakıldığında ilk başta Yapay İnsan kavramı karşımıza çıkmaktadır. Bu tarih Eski Yunan Mitolojisine kadar gitmektedir. Mitolojide bahsedilen Daedelus’un yapay insan oluşturma düşüncesi örnek verilebilir. Bu gösteriyor ki yapay zeka aslında neredeyse tüm zamanlarda bahsedilen bir kavramdı. Ama somut adımlara 19. Yüzyılın sonlarında ve 20. Yüzyıl başlarında rastlıyoruz. Yapay zeka için 1884 yılı kritik bir dönem olarak kabul edilmektedir. 1884 yılında Charles Babbage makinelerin zeki olması adına bu mekanik makineler üzerinde calışmalar yapmıştır. Bu çalışmalarla birlikte makinelerin insan zekası kadar zeki davranışlar sergilemeyeceğine ortak karar verilmiştir.



► İlginizi çekebilir: Bilgisayarın Babası|Charles Babbage
 
Gerçek diyebileceğimiz yapay zeka, 1940 yıllarında bilgisayarların üretilmesi ile ortaya çıkmıştır. Bilgisayarların ortaya çıkması ve yaygınlaşması ile birlikte bu bilgisayarların bir zeka ile modellenerek işlenmesi ve donatılması fikri ortaya atılmıştır. 1950 yılında bilgisayar biliminin kurucusu olarak kabul edilen Alan Turing, “Hesaplamalı Makineler ve Zeka” adlı makalesinde “ Turing testi ” ismini koyduğu bir makinenin zeki olup olmadığına karar veren bir test oluşturmuştur. Bu testin amacı, yapay zeka ile oluşturulan bir makinenin insan zekasının seviyesi ile karşılaştırılarak makinenin öğrenerek düşünebildiğinin mümkünlüğünün ortaya konmasıdır. Alan Turing, bu çalışmasında makinelerin düşünebilme durumunu tüm karşıtlıklarıyla birlikte detaylıca açıklamıştır. Bu yüzden Alan Turing, Yapay zekanın oluşturucusu olarak da isimlendirilebilir.
 

 
Yapay zekanın tarihteki yerini resmi olarak aldığı zaman 1956 yılına dayanmaktadır. Dartmouth Konferansında yapay zeka ismi ilk kez önerilmiştir. Bu konferansta John McCarthy yapay zeka terimini ilk kullanan isim olmuştur. McCarthy, 1957 yılında tarihte yapay zeka için ilk ve özel olarak programlanan dil olan LISP program dilini ortaya koymuştur. LISP dilinin çarpıcı özelliği, cümle ve kural gibi durumlar ile ilgili olarak da çalışmasıdır. Bu dil sayesinde geliştiriciler yapay zeka uygulamaları geliştirmişlerdir.

1960 ve 1970 yılları, yapay zeka kavramının gelişimi açısından “Karanlık Dönem” olarak adlandırılmaktadır. Ortaya çıkan büyük beklentiden ve hayallere dayalı düşüncelerden dolayı bu dönemde çok az gelişim sağlanmıştır. Makinelere sadece veri yüklenerek akıllı olabilecek düşüncesi başarılı sonlandırılmadığından bu dönem böyle adlandırılmaktadır. Bu zamandan sonra biraz daha durgun bir dönem yaşanmıştır. Ancak tüm dünya 20. Yüzyılın sonlarındaki bir gelişme ile çalkalanacaktır. Zaman 1997 yılını gösterdiğinde yapay zeka algoritmalarıyla donatılmış Deep Blue isminde olan süper bir bilgisayar dünyaca ünlü satranç şampiyonu Kasparov’u yenmiştir.



Bu gelişmelerden sonra yapay zeka uygulamaları oldukça hız kazanmıştır. 2005 yılında yapay zekaya sahip, insan yeteneğine en çok benzeyen robot Asimo tanıtılmıştır. 2010 yılında ise Asimo’nun zihin gücü kullanarak hareket etmesi sağlanmıştır. Günümüzde de 
gelişmeler oldukça hızlı şekilde devam ediyor.
 

Yapay Zeka Uygulama Alanları

Yapay zeka artık günümüzde her alanda uygulanabilir. Bu alanlar, sağlık sektöründeki hastalık teşhisleri, askeri alanda hedef tespitleri, endüstriyel alanda üretim, kontrol, denetim sistemleri veya en basitinden bilgisayar oyunları örnek olarak verilebilir. Bu örneklerden en göze çarpanı havalimanlarında sıkça rastladığımız akıllı havalimanı programlarıdır.



Uçak kapılarının belirlenmesi ve kontrol edilmesi, yüklerin doğru yerlere ulaştırılması, hangi işçinin hangi uçakta olacağını gibi işleri akıllı havalimanı programları yapmaktadır. Bu program sayesinde tekrarlı ve zaman alacak işlerin üretkenliğini arttırılıyor. İnternet üzerinden ise, web arama motorları, ilanı ve otel yerleri bulan web programlar, kredi kartlarındaki dolandırıcılığın tespitini yapan programlar gibi yapay zeka uygulamaları örnek verilebilir.

Yazının başında bahsettiğim bir başka yapay zeka teknolojisi olan GPT-3 yazılımı (Üretken Ön İşlemeli Dönüştürücü 3) doğal dil işleme sinir ağı olarak tanımlanır. Sahip olduğu algoritma ile birlikte, internette bulunan tüm metinleri bir yanıt oluşturmak için kullanıyor. Sorulan sorulara verdiği yanıtlar ve tahminler, çok büyük sayıda veriye sahip olduğundan dolayı oldukça doğru olabiliyor. Yalnızca konuşma dışında isteklere karşı bir sonuç üretebilir. Örneğin bir projeniz için buton tasarımı ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsunuz. GPT-3 ‘e söz ile böyle bir istekte bulunduğunuz zaman size istediğiniz dilde bir buton tasarımı oluşturabiliyor. Artık yapay zekanın nasıl boyutlara geldiğini siz düşünün.

Kısacası artık yapay zeka hayatımızda çok büyük bir yer kaplamaktadır. Bunun yanı sıra yapay zeka kötü ve zararlı olarak da kullanılabilmektedir. Bunu yönetmek bizim elimizde.


“Yapay zeka yaratmadaki başarı, insanlık tarihindeki en büyük olayı olacaktır. Ne yazık ki, risklerden nasıl kaçınacağımızı öğrenmezsek, bu sonuncusu da olabilir.”
Stephen Hawking

 
Kaynak:

► ibm.com/cloud/learn
► mygreatlearning.com
► openai.com
► forbes.com
► emerituscollege.asu.edu
► livescience.com

Yazar: Oğuzhan ÇAĞLAR

Oğuzhan Çağlar Oğuzhan Çağlar Yazar Hakkında Tüm yazıları Mesaj gönder Yazdır



Aktif etkinlik bulunmamaktadır.
ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar