Uydular Dünyayı Felaketlerden Koruyacak

Gezegenimiz belli etmese de çok hassastır. Belirli aralıklardaki basınç, sıcaklık ve gaz dengesi bizi hayatta tutar. Bu denge bizim için yıllar boyunca korundu. Şimdilerde ormanların yok edilmesi, iklim değişiklikleri gibi sorunlarla karşı karşıyayız. Artık gezegenimizin daha uzun süre yaşamak için bize ihtiyacı var. Peki biz bunu nasıl başarabiliriz?

A- A+

21.01.2019 tarihli yazı 5121 kez okunmuştur.

Yörüngedeki gözlem uyduları yardımıyla gezegenimizdeki türlerin göçlerini, çevresel değişikliklerin nasıl düzeldiğini kısacası nabzının nasıl attığını izleme ve düzeltme fırsatı buluyoruz. Örneğin 1987 yılında Antartika’nın üstünde bulunan ozondaki deliği tamir etmeye çalışmıştık.

Buzdolapları ve aerosoller tarafından üretilen kimyasalların, deliğin büyümesine neden olduğunu fark ettik. Bunun üzerine NASA, 2018'in başlarında, Aura uydusunun deliği başarıyla kapattığını, 2060 gibi erken bir zamanda da tamamen onarılabileceğini beklediğini duyurdu.

Aura Projesi

Aura, Dünya Gözlem Sistemi (EOS) olarak adlandırılan daha geniş bir NASA projesinin parçasıdır. 1997 yılında başlayan bu program, Dünya’nın yüzey görüntülerini sağlayan Landsat serisi uyduları da içeriyordu. Ardından, 2009'da başlayan ve yörüngeden bulutları, deniz buzu ve daha fazlasını inceleyen Terra Projesi geldi.

►İlginizi Çekebilir: Uydu Verileri İle Fosil Yakıtlı Santrallerin Geleceği Belirleniyor

EOS'un bir parçası olarak iki düzineden fazla proje başlatıldı. Programın birçok başarısı arasında, Terra uydusunu kullanarak 2002 yılında Antartika Yarımadası'nda bir buz hattının yıkıldığını izledik. Aynı uydu, 2002'de başlatılan Aqua uydusuyla birlikte, bitki örtüsü döngüsünün bir yıl boyunca nasıl değiştiği ve iklimin bunun üzerindeki etkisi hakkında küresel bir fikir edinmemize yardımcı oldu.

EOS, atmosferdeki yangınlardan salınan karbon monoksit gibi toksik gazların yakından takibinde de kullanıldı. Zararlı gaz seviyelerindeki istenmeyen bir artış durumunda bahsi geçen yerlerde yaşayan insanlar için rahatlıkla önlem alınabilecek. EOS, Madagaskar'daki bukalemunlar gibi nadir görülen hayvanları da izliyor. Bu hayvanların nerede yaşayacaklarını belirlemek için uydu görüntülerini kullanıyor. Bunu uydular olmadan çoğaltmak için araştırma ekiplerinin belki de binlerce yıl çalışması gerekecekti.

NASA Tek Başına Yeterli mi?

Bu gibi projeleri yürüten sadece NASA değil. Avrupa Uzay Ajansı (ESA), dünyanın en büyük gözlem projesi olan Copernicus’u yürütüyor. Nisan 2014'te göreve başlayan Sentinel-1A radar görüntüleme uydusu, gündüz ve gece hava durumu fark etmeksizin görüntü sağlıyor. Deniz buzunu haritalamak, petrol sızıntılarını izlemek gibi görevlerde kullanılıyor.

En son 25 Nisan 2018'de başlatılan Sentinel-3B projesi, okyanusların davranışlarını ve sağlığını izlemeye odaklanıyor, fakat daha farklı özellikleri de var. Bu uydular denizler üzerindeki sıcaklığı, denizin rengini ve yüksekliğini ölçebiliyor. Ayrıca uzaydan, oluşan orman yangınlarını izleyebilir, bitki örtüsünün sağlığını kontrol edebilir ve toprağın Dünya’da nasıl kullanıldığını da irdeleyebilirler. Önümüzdeki yıllarda Sentinel-4 ve Sentinel-5 atmosferin durumunu inceleyecekken, Sentinel-6 deniz ve iklim çalışmaları için küresel deniz yüzey yüksekliğini ölçecek.

►İlginizi Çekebilir: A DM-AEOLUS Rüzgar Uydusu

2016 yılında ülkeler, ortalamanın üzerindeki 2°C’lik sıcaklık artışını engellemek için karbon emisyonlarını azaltma yönünde küresel bir proje olan Paris İklim Anlaşması'nı imzalamak için bir araya geldi. Daha sonra ABD bu anlaşmadan vazgeçti. Bizler dünyamızı iyi ve kötü yönden etkilemeye devam ediyoruz. Hangisinin baskın çıkacağı, gelecek nesillerimizin hayatta kalıp kalamayacağını belirleyecek. Ne dersiniz belki de oda parfümleri olmadan da hayatımıza devam edebiliriz?

Kaynak:

►howitworksdaily.com