elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

Elektrikli Deniz Uçakları Ulaşımda Alternatif Olacak

Elektrikli deniz uçakları Kanada Havayolları’nın fosil yakıtlardan kurtulma reçetesi olabilir. İçten yanmalı motora sahip, suya iniş yapabilen uçakların elektrikli modele dönüştürülmesi projesi ile ulaşım alışkanlıkları değiştirilebilir.



A- A+
29.04.2019 tarihli yazı 7814 kez okunmuştur.
Vancouver’dan Victoria’ya elektrikli deniz uçağı ile yapılan bir uçuş yaklaşık olarak otuz dakika sürüyor. Bu kısa yolculuğun çoğunluğu su üzerinde geçiyor ve uçak 1000 fit ile 2500 fit arasındaki irtifalarda yol kat ediyor. Ana rotaları, uçakları da işleten Harbour Air isimli firma belirliyor. Eğer her şey yolunda giderse yakın gelecekte yolcular kendilerini tek pervaneli elektrik motorlu bu uçaklarda bulacaklar.

Elektikli uçan araçlar ile ilgili haberlerde genellikle oldukça fütüristik, geleneksel içten yanmalı motorlara sahip uçaklardan farklı tasarımlar görüyoruz. Çoğu da helikopterlerin yeniden tasarlanmış versiyonlarına benziyor. Örneğin ocak ayında Boeing tarafından tanıtılan Vtol adlı model sekiz adet elektrikli motoru ve bunlara bağlı pervaneler ile dikey kalkış ve iniş yapabiliyordu.

Fakat bu kez işler biraz farklı. Harbour Air firması klasik bir deniz uçağının motorunu söküp yerine elektrik motoru yerleştirmeyi düşünüyor. Eğer tüm çalışmalar başarıyla yürütülürse ilk test uçuşunun önümüzdeki yıl içerisinde gerçekleştirilmesi düşünülüyor. Ancak bu ilk uçuşun yolcusuz olacağını da ekleyelim.

 



Çalışmalara şimdilik bir uçak ile başlayan firma, gerekli düzenlemeleri ve kontrolleri sağladıktan sonra diğer uçaklarında da uygulama yapmaya başlayacak. Firmanın hedefi ise dünyada elektrikli uçaklar ile ticari faaliyete başlayan ilk ekip olmak.

Başlangıç olarak prototip model için altı yolcu kapasiteli bir deniz uçağı kullanılacak. Elektrik motoru olarak ise MagniX firmasının ürettiği motor denenecek. Bataryalar ise eski yakıt tankının olduğu yere, gövde zeminine döşenecek. Elbette ilk etapta içten yanmalı motor kadar performans beklenmiyor. İlk denemelerde otuz dakikalık şarj ile otuz dakika uçuş süresine ulaşılması hedefleniyor.

En baştan bir uçak tasarımı yapmadıklarını belirten ekip, içten yanmalı motora göre tasarlanmış gövdeye farklı bir hareket teknolojisi getirmeye çalıştıklarını, dolayısı ile çok büyük verim değerleri elde etmeyi zaten beklemediklerini belirtiyor.

Elbette elektrikli uçak yaratmanın bazı dezavantajları bulunuyor. Uçuş mesafesinin kısalmasının yanı sıra uçuşlar arası şarj süresinin uzunluğu gibi problemler de bulunuyor. Bataryaların ortaya çıkardığı ısı, performansa doğrudan etki ediyor ve bu da menzili düşürüyor. Burada ise bazı bilinen yöntemlerin dışına çıkılması planlanıyor. Isının artması sonucu olası bir kıvılcımlanmada diğer modüllere sıçrama olmaması için yalıtım yapılması gerekiyor. Fakat elektrikli otomobillerdeki gibi bir yalıtım modeli uçağa fazladan yük bindireceğinden tercih edilmek istenmiyor. Farklı çözümler üzerinde çalışan ekip test uçuşundan önce bu konuyu çözmek zorunda.

Bir diğer nokta ise yakıt ile elektriğin kıyaslanması oluyor. Örneğin otuz dakikalık ekstra uçuş için ne kadar yakıt koyulması gerektiği bilinirken, elektrikli sistemde ne kadar ek batarya gücü veya şarj doldurmak gerektiği henüz öngörülemiyor. Bunların aksine, gürültünün azalması, çevre kirliliğinin önlenmesi, torkun arttırılması gibi faydalar da sağlanmış oluyor.

MagniX yöneticisinin belirttiğine göre üretilen elektrik motoru otomobillerde kullanılandan biraz daha faklı yapıda. Yapısı itibariyle pervaneye direkt olarak bağlanabiliyor ve bu sayede aktarma elemanlarından kurtuluyor. Bu da sistemi hafifletme konusunda önemli bir parametre oluyor. Bunun en büyük faydasının ise maliyet düşürmenin yanı sıra uçuş menzilinin arttırılması olduğu belirtiliyor.

MagniX ekibi ürettikleri motorun geleneksel içten yanmalı motora göre daha güvenilir olduğunu savunuyor. Motor tasarımı, birbirinden bağımsız dört adet küçük motorun birleşiminden meydana geliyor. Bu da biri arıza yapıtğında uçağın %75 güçle çalışmaya devam edebilmesi anlamına geliyor.

Fakat bir elektrikli uçak kullanıyorsanız kaçınılmaz bir soruyu da sormanız gerekiyor: şarj bittiğinde ne olacak?Harbour Air yetkilisi McDougall’a göre deniz uçakları şarjı bittiğinde herhangi bir yere rahatlıkla iniş yapabilir. Bu tür güvenlik noktalarında önemli olanın yasal düzenlemeler olduğunu belirten McDougall, şimdikinden daha güvenli seyahatleri sağlayacak bir düzenlemenin geleceğini tahmin ediyor. Bu teknolojilerin yeni olması dolayısı ile konunun çok daha derin biçimde irdeleneceği ve her türlü güvenlik riskinin göz önüne alınacağı öngörülüyor.

Firma ilk test uçuşlarını bu yılın sonu veya önümüzdeki yılın başı gibi başlamayı düşünüyor. İlk uçuşlar yolcusuz olacak. Daha sonra testlerin başarılı olması halinde 2021’den itibaren yolculu testlere başlanması planlanıyor.

 



Kaynak:

popsci.com

Bedirhan  ŞEN Bedirhan ŞEN Yazar Hakkında Tüm yazıları Mesaj gönder Yazdır



ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar
Aktif etkinlik bulunmamaktadır.