elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

Vecihi Hürkuş |
Soyadını Hak Eden Adam

73 yıllık hayatında zaten zor şartlar altında olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kıymeti bilinemeyen insanı, Cumhuriyeti havacılıkla tanıştıran insan, Uçak düşüren ilk Türk pilotu; Vecihi Hürkuş. İlk Türk pilotumuzun hayatını merak ediyorsanız yazımızın devamını okuyabilirsiniz.



A- A+
16.07.2014 tarihli yazı 21664 kez okunmuştur.
Birinci dünya savaşında pilot brövesini alan Hürkuş Ruslara karşı yapılan ve sonunda esir düşeceği 1917 yılındaki hareketa katıldı. Uçağını Ruslara teslim etmemek için yaktı. Nargin adasındaki esir kampına götürüldü ancak Azerbaycanlı Türklerin yardımı ile adadan yüzerek kaçtı ve İran üzerinden İstanbul’a dönmeyi başardı.
 

Vecihi Hürkuş'un Kafkas cephesinde düşürdüğü uçak
 
İstanbul’a döndüğünde kendisini yine savaşın içinde buldu. Kurtuluş savaşında önemli keşif ve bombardıman görevlerini yerine getirdi hatta bir yunan uçağını düşürdü. Kurtuluş savaşının ilk ve son uçuşlarını yapan Hürkuş başarılarından dolayı kırmızı şeritli istiklal madalyasıyla ödüllendirildi.
 


►İlginizi Çekebilir :  Uçaklar Nasıl Uçar | 1. Bölüm

 

Savaştan sonra Edirne'ye yanlışlıkla inen bir yolcu uçağını almakla görevlendirilir. Hizmeti karşılığı uçağa "Vecihi" adı verilince, uçak inşa etmek düşünceleri canlanır. 1924’te Yunanlılardan ele geçirilen motorla ilk Türk uçağını yaptı: Vecihi K-VI. Bu uçak ilk uçuşunu 28 Ocak 1925’te gerçekleştirdi.
 

Vecihi K-VI


Vecihi Hürkuş’un ağzından ilk uçağı Vecihi K-VI
 
“İlk uçağımVecihi K6’nın tasarımı ve yapımına Halkapınar atölyesinde başladım. Tasarım ölçütlerim;
► Tayyarenin nakil ve monte işlemini en az zamanda en az el işiyle mümkün kılmak.
► Keşif tayyaresi olmasına rağmen hızını 200 kilometrenin üstüne çıkarmak ve tırmanma kabiliyeti kaybetmemek
► Savunma silahlarının kolaylıkla kullanılabilmesi için görüş vasfını yükseltmek ve manevra kabiliyeti temin etmek.”
 
Ancak iş uçak yapmakla sınırlı değildi bir de izin boyutu vardı bu işin. Uçağa uçuş sertifikası verilmesi için bir heyet toplanır ama bu heyette kimse uçmayı bilmediği için “Biz sana bu lisansı veremeyiz, uçağına güveniyorsan atla, uç, bizi de kurtar” denir ve Hürkuş anılarında böyle anlattığı 15 dakikalık tecrübe uçuşunu gerçekleştirir.
 
“Şimdi boşlukta uçuyorum berrak semada kendi elimle kendi kafamla yaptığım kanatlar üzerindeyim süratim 180 km'lere yükselirken tayyarem tok ve hırçın tırmanışına devam ediyordu. Bu sürat bizdeki mevcut tayyarelerin hiç birinde yok kumanda hassasiyeti çok iyi bu sürede yapabildiğim manevralar tayyaremin itaatinin tam olduğunu doğruluyordu. Uzun zaman kullanılmış bir tayyarede uçuyor gibiydim 15 dakikadan sonra normal bir uçağın hassasiyetiyle indim ve kendimi etrafımı kuşatan arkadaşlarımın omuzlarında buldum”
 
 İlginizi Çekebilir :  Türk Hava Kurumu 89. Yılını Kutluyor
 
Uçuş sertifikası alamamak Hürkuş için engel değildi aksine onu daha da heveslendirdi. 1930’da bir kereste dükkânı kiralayarak ilk Türk sivil uçağı olacak olan Vecihi K-XIV ü 3 ay gibi kısa bir sürede yaptı ve 16 Eylül 1930’da ilk uçuşunu gerçekleştirdi.
 

 
Uçabilirlik sertifikası için iktisat bakanlığına başvurdu. Ancak “Tayyarenin teknik vasıflarını tespit edecek kimse bulunmadığından gereken vesika verilmemiştir” cevabını aldı. Uçabilirlik sertifikası alamayan Hürkuş uçağın sökülüp sertifika alabilmek amacıyla demiryolu vasıtasıyla Çekoslovakya’ya götürülmesi için izin alabild.
 

"Vecihi'den faydalanın"   M. Kemal Atatürk


 

Vecihi SKX uçak motoruyla çalışan deniz motoru
 
23 Nisan 1931’de Çekoslovakya’dan uçuş sertifikası alan Hürkuş 25 Nisan’da yola çıkarak 5 gün uçuşun sonunda Türkiye’ye geldi. 1931 yılında halkı uçaklar hakkında bilinçlendirmek amacıyla Türkiye turlarına başlamıştır. Gezileri sırasında gençlikte oluşturduğu havacılık sevgisiyle bir havacılık okulu açmayı düşünür. 1932'de ilk Türk sivil havacılık okulu olan Vecihi Sivil Tayyare Mektebini açar. Bu okulda ilk Türk kadın pilotumuz Bedriye Gökmen de dâhil olmak üzere 12 öğrenci vardı. 30 Ağustos 1933’te 2 Vecihi XIV, 2 Vecihi XV ve Nuri Bey (Vecihi 16) uçaklarıyla Hürkuş ve hür öğrencileri İstanbul göklerinde gösteri uçuşu yapar.
 
Okulun Gayesi
 
Türk gençliğini tayyareciliğe alıştırmak
Tayyareci kuşaklar yetiştirerek Türkiye Cumhuriyeti hava ordusunun yedek gücü olmak
Nuri Demirağ’ın verdiği para ile Vecihi K-XVI’yı yapan Hürkuş bu uçağa ‘Nuri Bey’ ismini vermiştir.
 
1937'de mühendislik eğitimi için Almanya’ya gönderilir. Weimar mühendislik okulunda ihtisas sınıfında eğitimine başlayan Hürkuş eğitiminden sonra ülkeye döndüğünde karşılaştığı bir başka ayıbı böyle anlatır:

 
“27 Şubat 1939'da tayyare makine mühendisliği diplomamı aldım. Ancak kendi ülkemin yetkililerinin “iki yılda mühendis olunmaz” gerekçesiyle vermediği tayyare mühendisliği ruhsatnamesini Danıştay kararı ile kabul ettirebildim”
 
Bu sırada THY’de yönetim değişmiştir ve Van'a sürgün edilmiştir bunun üzerine istifa ederek işinden ayrılır. Havacılık aşkıyla yanıp tutuşan Hürkuş "Vecihi havada" adlı bir kitap yazmış ardından “Kanatlılar” dergisini çıkarmıştır. Çoğunluğu üniversite öğrencisi olan kanatlılar birliği 12 sayı dayanabilmiştir.
 

Hürkuş 1951’de 5 arkadaşıyla havadan zirai ilaçlama yapan bir şirket kurmuş ama ortaklarla anlaşamayınca ayrılmak zorunda kalmıştır.
 
1954’te Hürkuş Havayolları’nı kurdu. Türk hava yolarının kullanımdan kaldırdığı 8 uçağı borçlanarak almış ve THY’nin uçmadığı yerlere uçuş koymuştur. Bir dönem Gazete taşıyarak ayakta kalmaya çalışmış ama uçak masrafları ve sabotajlar yüzünden fazla dayanamamıştır. Elinde kalan son uçağıyla Maden Tetkik Arama Enstitüsü’ne Güneydoğu Anadolu’da toryum uranyum fosfat arayarak yardımda bulundu.
 

Gözleri ve kalbi göklerde olan Vecihi Hürkuş aya basacak astronotları taşıyan Apollo 11’in fırlatıldığı gün 16 Temmuz 1969'da GATA’da hayata gözlerini yumdu.
 
“Gezdiğim yabancı ülkelerde nasıl havacılığa başladıklarını nasıl atölyeler yaptıklarını çok iyi biliyordum. Her şeyden önce milli inanç ve teşvik bu yoldaki başarının tek çaresiydi. Ben de muvaffak olmak için buna muhtaçtım. Elimizden alınamayacak tek özgürlük tavrımızı seçme özgürlüğüdür.

Ben Vecihi Hürkuş, bundan 88 yıl önce ülkemi kanatlandırarak soyadımı hakkettim.

Benim özgürlüğüm milli bağımsızlığa tek yolun milli üretimden geçtiğine olan inancıma ömrümü vakfetmekti. Çünkü başkalarının kanatlarıyla uçmaya çalışanlar “Hürkuş” olamazlar.”


Vecihi Hürkuş



İlk Türk Pilotumuz Vecihi Hürkuş'un hayatını bir de bu güzel belgeselden izleyin

 
Kaynak :
► Ekşi sözlük
► Çankaya Üniversitesi
► Vikipedi
► Listelist

Aktif etkinlik bulunmamaktadır.
ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar