Hibrit Nükleer Santraller Karbon Emisyonlarını Azaltacak
Fosil yakıtların kullanımıyla birlikte her geçen gün artan karbon emisyonları büyük oranda iklim değişikliklerine sebep olmakta. MIT araştırmacısı Charles Forsberg geliştirdiği hibrit bir enerji sistemiyle bu tür yakıtların olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılabileceğini ifade etmekte. Detaylar haberimizde.
15.11.2013 tarihli yazı 14204 kez okunmuştur.
Rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payını artırmak için çok çaba harcanmakta. Özellikle bu tür enerji kaynaklarının depolanması için teknoloji çalışmaları hızla sürmekte. Tüm bu çalışmalar devam ederken MIT araştırmacısı Charles Forsberg oldukça iddialı bir fikir geliştirdi.
►İlginizi Çekebilir: Yeraltı Nükleer Santralleri
Nükleer santrallerin başka enerji sistemlerinin parçalarından fazlalarını bu sisteme ekleyerek hibrit bir sistem oluşturulabileceğini savunmakta. Forsberg, MIT Nükleer Bilimler ve Mühendislik Bölümü'nde araştırmacı ve bilim adamı kimliği ile Enerji Politikası dergisinin Kasım ayı sayısında yayınlanan bir makalede önerilerini şöyle açıklamakta: ‘’Bu tür yaklaşımlar için henüz zaman gerekse de ileriki yıllarda uygulanması cazip hale gelecektir. Eğer fosil yakıtlar elektrik üretimi için ucuz olsaydı bu konuda düşünmek için gerekli bir sebep olmayacaktı. Ama şimdi, iklim değişikliğiyle mücadele ile birlikte sera gazı emisyonlarını azaltmak ve enerji bağımsızlığını daha fazla güvence altına almak ihtiyacı ile, yaratıcı yeni fikirler geliştirilmektedir.’’
Nükleer enerji santralleri nispeten düşük maliyetle sabit güç üreten santrallerdir. Bu arada, yenilenebilir enerji kaynakları da düşük işletme maliyetiyle güç üreten ve aynı zamanda temiz enerji kaynaklarındandır. Fosil yakıtlı çalışan santraller ise gerektiğinde kolayca açılıp kapatılabilen fakat işletme maliyetleri yüksek, sera gazı emisyonlarını artıran santraller arasındadır. Tek çözüm üretim ve talep arasındaki farklılıkları dengelemek için nükleer santrallerde üretilen aşırı gücü bir yük dağıtım mekanizması ile diğer güç üretim kaynaklarına aktarımını olabildiğince hızlı bir şekilde sağlamaktır. Fakat bu yönlendirilmiş güç ile ne yapılır?
Forsberg önümüzdeki yıllarda üç kavramın potansiyel olarak anlaşılması gerektiğini belirtiyor. Bu kavramlar bir nükleer santralin, jeotermal depolama sistemi, hidrojen üretim tesisi ve şeyl-petrol kurtarma işlemiyle eşleşmesini içerir. Bu fikirlerin en sonuncusu bir nükleer güç üretim santralini şeyl petrol depolarının yanına kurmaktır. Petrol kaynağı olarak bugüne kadar kullanılmamış olan kerojen, bir tortu çeşididir. Bir nükleer santralden gelen ısıtılmış buhar, kapalı borularla, petrolün çıkarıldığı şeyli ısıtır; sonuç olarak elde edilen yağ geleneksel yollarla dışarı pompalanabilir.
İlk bakışta, daha fazla karbon yayan ve yakıt kullanımı gerektiren, "kirli" bir çözüm gibi gelebilir. Ama Forsberg bunun tam tersi olduğunu ifade etmekte: "Eğer bu şisti ısıtırsanız oluşan bu ısının etkisiyle hafif ham petrol, doğalgaz ve char gibi türevleri güzel bir şekilde elde edebilirsiniz.'' Char, ağır ham yağların rafine edilmesi sonucu dışarı çıkan kalıntılar olarak tanımlanabilir.
►İlginizi Çekebilir: Yeni Hibrid Güneş-Termoelektrik Sistem Geliştirildi
Günümüzde, bu tür kayaların ısıtlması genellikle fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkan ısı ile gerçekleştirilir bu da prosesi daha verimsiz hale getirir. Bir nükleer santralden gelen aşırı ısı tesisin buhar çıkışında çeşitli bağlantı yolları ile şeyl-yağ tesisindeki ağır yağları ekstra emisyon oluşturmadan bu ısı ile ayrıştırılabilir. Ayrıca bu proses düzenli bir ısı girişi de gerektirmez. Nükleer santral sabit bir hızda çalışır aynı zamanda sisteme gerektiğinde elektrik sağlayabilir. Düşük elektrik talebinde de ağır yağlar bu sistem sayesinde de ısıtılabilrir. Bu tür sistemlerde fosil yakıtların yerine nükleer santrallerden elektrik sağlanması sera gazı salınımını da azaltmaktadır.
Dünyanın en büyük petrollü şeyl yatakları Amerika Birleşik Devletleri'nin batısında yoğunlaşmıştır. Bu açıdan oldukça şanslı durumda olan ülkede bu tür teknolojilere ihtiyaç duyulmakta. Idaho Ulusal Laboratuvarı'nda Gelişmiş Enerji Çalışmaları Merkezi direktörü Steven Aumeier, ''Çoğu zaman yeni teknolojileri birleştirerek oyunun kurallarını belirleyen yeni yaklaşımlar geliştirilmelidir.
►İlginizi Çekebilir: Sinop'ta İkinci Nükleer Santral İçin İmzalar Atıldı
Hibrit enerji sistemleri bu konuda en yeni yaklaşımlardan olup enerjinin güvenli, sürdürülebilir ve düşük maliyetle ekonomiye kazandırılmasında büyük rol oynamaktadır.'' Araştırma için fon ABD Enerji Bakanlığı,Idaho Nükleer Enerji Bilim ve Teknoloji Ulusal Laboratuvarı Enstitüsü ve Fransız nükleer şirketi Areva tarafından sağlandı.
Kaynak
►MIT
YORUMLAR
ANKET
- Dünyanın En Görkemli 10 Güneş Tarlası
- Dünyanın En Büyük 10 Makinesi
- 2020’nin En İyi 10 Kişisel Robotu
- Programlamaya Erken Yaşta Başlayan 7 Ünlü Bilgisayar Programcısı
- Üretimin Geleceğinde Etkili Olacak 10 Beceri
- Olağan Üstü Tasarıma Sahip 5 Köprü
- Dünyanın En İyi Bilim ve Teknoloji Müzeleri
- En İyi 5 Tıbbi Robot
- Dünyanın En Zengin 10 Mühendisi
- Üretim için 6 Fabrikasyon İşlemi
- Nasıl Dönüşür I Elektrik 4.0
- Nasıl Dönüşür I Fosil Yakıt
- Nasıl Dönüşür I Kompost
- Sigma DIN Rayı Çözümleri: Ürün Portföyü, Teknik Özellikler ve Kullanım Alanları
- Denizcilik Endüstri Uygulamaları ve Servis Bakım Süreçleri
- DrivePro Yaşam Döngüsü Hizmetleri
- Batarya Testinin Temelleri
- Enerji Yönetiminde Ölçümün Rolü: Verimliliğe Giden Yol
- HVAC Sistemlerinde Kullanılan EC Fan, Sürücü ve EC+ Fan Teknolojisi
- Su İşleme, Dağıtım ve Atık Su Yönetim Tesislerinde Sürücü Kullanımı
Aktif etkinlik bulunmamaktadır.