elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

Yapay Zeka ile İnsansız Tarım

Teknolojinin ve dijitalleşmenin hızlı gelişmesi hemen her sektörde değişim yarattı. Bu süreçte tarım da gelişen sektörler arasına girmeyi başardı. Tamamen otomatik sistemler ve yapay zeka, klasik tarım yöntemlerini kökünden değiştirecek. Detaylar yazımızda.



A- A+
30.07.2021 tarihli yazı 4259 kez okunmuştur.
Sanayi devrimi ile makineler, kas gücünün yerini almaya başlayalı neredeyse iki yüzyıl oldu. O zamandan bu yana insan müdahalesiyle çalışan makinalar, yazılım ve yapay zeka sayesinde kendi bilinçlerine ulaşmak üzere. İnsanlar artık doğrudan değil, dolaylı olarak makinelere müdahale etmeye başladı. 
 
Tarımda makineleşme traktörlerle hız kazandı. Traktörlere takılan farklı aparatlar aracılığıyla hem ekim hem de hasat sağlanıyor. Tarım insan gücünü en çok kullanan sektörlerin başında geliyor fakat Avustralya’da 20 milyon dolara mal olan “Eller Serbest Tarım” projesi hiç insan gücü kullanmadan tamamen otomatik tarım yapılabileceğini kanıtlar nitelikte.
 

 
Proje, Avustralya’nın Wagga Wagga şehrinde bulunan Charles Sturt Üniversitesi ve Food Agility Co-operative Research Centre (Gıda Çevikliği Kooperatifi Araştırma Merkezi) iş birliği ile kuruldu. Tamamlandığında 1900 hektar alanda, robotik ve yapay zeka kapasitesinin ilk temsili olacak. Dronlar, robotik traktörler, biçerdöverler ve karbon emisyonunu ölçen sensörler tarlada kullanılan ana bileşenler olacak. Yapay zeka ise sensörlerden aldığı sonuçlara göre bu bileşenleri kontrol edecek.
 
Food Agility CEO’su Richard Norton, “Eller Serbest Tarım” projesinin insanların düşündüğünden daha kısa bir sürede gerçekleşeceğini: “Tam otomatik sistem uzak bir konsept değil, Pilbara’da tamamen otomasyonla çalışan madenler var. Robotik, otomasyon ve yapay zekanın çalışanları tarladan tamamen çıkarmasına çok fazla bir zaman kalmadı.”  sözleriyle anlatıyor.
 
Tam otomasyona döndürülme süreci devam etmekte olan çiftlik, zaten ticari olarak işletiliyor ve buğday, kanola ve arpanın yanı sıra sığır ve koyun yetiştirilmesine imkan sağlıyor. İlk testler çiftçiler gece uyurken yapılıyor. Gelişmeler sadece otomasyonla kalmıyor, şehir dışında yatay alanlarda yapılan tarımın değişen ihtiyaçlar neticesinde şehirlerde dikey olarak yapılması planlanıyor. Böylelikle, nüfusun artmasıyla oluşan besin ihtiyacını karşılamak kolaylaşıyor ve lojistik masrafları da minimize ediliyor.
 

 

Bitkisel tarımla birlikte hayvancılık da farklı bir boyuta geçiyor. Alternatif etler karbon emisyonunu geleneksel hayancılığa kıyasla büyük oranda azaltmış durumda. Bir sürdürülebilirlik firması olan Quantis’in yaptığı araştırma sonucunda alternatif et üreten Impossible Food firmasının üretim aşamasında %89 daha az sera gazı yaydığı tespit edildi.
 
Bu gelişmeler tarım sektöründe devrim niteliği taşımakta. Çiftçilerin ofis çalışanları gibi ekran arkasında çalışması, bitkilerin dikey olarak yetiştirilmesi ve hayvan eti kullanılmadan et üretilmesi kimsenin hayali değildi fakat endüstrinin bizi getirdiği nokta burası. Azalan karbon emisyonları ve tarım için kullanılan alanların dikey doğrultuda olması sürdürülebilirlik açısından umut verici.

 
Kaynak:

► interestingengineering.com
► news.csu.edu.au
► abc.net.au
 

ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar
Aktif etkinlik bulunmamaktadır.