elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

Nanoteknoloji ve Doku Mühendisliği

İnsanların en çok sıkıntı çektiği konuların başında doku ve organ kaybı ve bunun sonucunda insana getirdiği zorluklar gelir. Hasar görmüş ve işlevsel olarak yeterli olmayan doku ve organları, olması gereken en mükemmel hale getirmeye çalışan disiplin doku mühendisliği ve nanoteknolojiyle olan ilişkisi ile ilgili detayları içeriğimizden bulabilirsiniz.



A- A+
18.09.2014 tarihli yazı 31310 kez okunmuştur.

Nanoteknoloji ve Doku Mühendisliği


Nanoteknoloji; maddenin atomik, moleküler ve supramoleküler seviyede kontrolüdür. Bir nanometre metrenin milyarda biri kadardır. Buna saç telimizi örnek verecek olursak, saç telinin 100 bin nanometre kalınlığında olduğunu düşündüğümüzde nano boyutu zihnimizde canlandırmak kolaylaşacaktır. Nanoteknolojiyle; mini makinalar sayesinde kanserli hücreler yok edilebilir, zehirli maddelerin tayininde çok küçük sensörler yapılabilir. Burada da açıkça görüyoruz ki nanoteknolojinin en yoğun olarak çalıştığı disiplinlerin başında nanotıp gelmektedir.
 


 
►İlginizi Çekebilir:Nanoteknolojinin Tarihi

Hastalık ve kazalar nedeniyle birçok insan doku ya da organlarını kaybedebilmektedir. Bu organların insana geri kazandırılması, insanın günlük hayattaki aktivitelerini gerçekleştirebilmesi için çok önemlidir. Doku mühendisliği yaklaşımıyla artık bu organların onarımı ve üretimi hedefleniyor. Bu hedefe ulaşmak için ise insan vücudunun son derece iyi bilinmesi ve taklit edilebilmesi gerekmektedir ki buda ancak ileri teknolojiyle gerçekleşmektedir.


 

Doku Mühendisliği Nedir?


Doku mühendisliği; hasar gören veya yapısal ve işlevsel olarak yeterlilik sağlayan dokuların olması gereken en mükemmel hale getirmeyi hedefleyen disipliner bir bilim dalıdır. İlk olarak küçük bir doku parçasından toplanan hücreler laboratuvar ortamında çoğaltılır. Daha sonrasında doku mühendisliğinde, dokuyu oluşturabilecek işlevsellikteki doku iskeletleriyle birleştirilerek hibrid bir sistem oluşturulur. Burada doku iskelesi vücuda uygulanacak olan dokunun vücuda uyum sağlayana kadar kullandığı geçici bir konak vazifesi görmektedir. Yani doku iskelesi biyobozunur bir yapıya sahip olduğu için vücuda uygulandıktan bir süre sonra erimeye başlar. En son olarak doku iskeleti yok olur ve doku olması gerektiği gibi maksimum performansta görevini icra etmeye başlar.
 


 

Doku iskeletinin hazırlanmasında gerek malzeme geliştirilmesinde gerekse bu malzemeden istenilen genetik, topografik ve işlevsel özelliklere sahip yapıların yapımında nanoteknolojinin büyük bir rolü vardır. Nano ölçekteki fabrikasyon teknikleriyle nano boyuttaki hücresel davranışlar ve doku organizasyonundaki bilgi gün geçtikçe artmaktadır. Nanofabrikasyon teknikleriyle hücre dışı teknikleri en iyi şekilde taklit edilip doku iskeleleri gerçekleştirilirken bunları kollajen iplikler kullanarak yapmaktadır.
 




 
Nano parçacıklar kullanılarak biyouyumlu implantlar, doku oluşumunu sağlayacak biyolojik ajanların salınımı ve hücre saflaştırılması doku mühendisliğindeki diğer nanoteknolojik çalışmalardır.

 
► Ayrıntılı bilgi için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz:
 

 
Kaynak:

► Wikipedia
► Sciencedirect
► Tübitak
AHMET TOKTAS AHMET TOKTAS Yazar Hakkında Tüm yazıları Mesaj gönder Yazdır



Aktif etkinlik bulunmamaktadır.
ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar