elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

Bol sıfırlı felaket :
Hiperenflasyon

Her ne kadar Vikipedi'ye baktığımızda fiyatlar genel seviyesinde meydana gelen %1000'lik artış hiperenflasyon olarak tanımlansa da,iktisatçılar arasında hangi seviyeden sonra hiperenflasyon olacağına dair kabul edilmiş bir ölçüt yoktur.



A- A+
01.01.2012 tarihli yazı 13158 kez okunmuştur.


 




Macaristan’da 2.Dünya Savaşı sonrası yaşanan hiperenflasyon dönemi iktisat tarihinde en ağır enflasyon olarak kabul edilmektedir.Bu dönemde  aylık enflasyon % 4.19 × 1016 ‘yı bulmuş, günlük enflasyon ise %207’ye ulaşmıştır.Bu durum fiyatların ortalama 15 saatte bir ikiye katlanması demektir.


2008’de Zimbabwe’de yaşanan hiperenflasyon ise tarihin yaşanmış en ağır ikinci enflasyonudur.Aylık enflasyonun % 7.96 × 1010  ‘u bulduğu, fiyatların ortalama 24 saatte bir ikiye katlandığı ortamda insanların çantalar dolusu paralarla alışverişe gitmeleri tanıdık bir görüntü oluşturmuştu.




 


Bilinen en ünlü hiperenflasyon dönemi ise Almanya’da 1923’te yaşanmıştır.Fiyatların ortalama 3,7 günde bir ikiye katlandığı dönemle ilgili birçok fotoğraf insanların hafızalarına kazınmıştır.Sokaklarda paralarla oynayan çocuklar,ısınmak için kağıt paraları yakan kadın fotoğrafları bu dönemin çarpıcı kareleridir.O günlerle ilgili ise şu hikaye anlatılmaktadır:Almanlar bara girdiklerinde bir bira söylemek yerine ilkini içerken olacak fiyat artışlarından etkilenmemek için iki bira söylemeye başlamışlardır.Yani birincisini içerken ısınan ikinci birayı pahalı biraya tercih etmek zorunda kalmışlardır.


Peki fiyatlar böylesi hızlı bir şekilde nasıl artmaktadır? Bunun yanıtı hiperenflasyon yaşayan ülkelerin merkez bankalarındadır.Devletin bütçe açıklarını kapatmak için para arzını inanılmaz şekilde arttıran merkez bankaları hiperenflasyonun nedenidir.Mesela Macaristan’da Temmuz 1945’te dolaşımdaki banknotların değeri 25,433,900,000 iken tam bir yıl sonra yani Temmuz 1946’da para arzının artmasıyla 47.300.000.000.000.000.000.000.000 olmuştu.  Almanya’da ise para arzı artışı öyle bir hal almıştı ki artık banknotların sadece tek yüzüne baskı yapılıyor,diğer yüzü boş bırakılıp piyasaya öyle sunuluyordu.


Peki yöneticiler böyle bir durumun olmasına neden izin verirler? Eğer enflasyonu vergi olarak düşünürsek sorunun da yanıtını bulmuş oluruz.Mesela Macaristan’da 2.Dünya Savaşı sonrasındaki bir devlet memurunu düşünün.Fiyatların 15 saatte bir ikiye katlandığı ortamda maaşının alım gücünün bir ay sonra inanılmaz boyutta düşeceği (eğer maaş düzeltmesi yapılmıyorsa ki genelde o türde bir enflasyonu telafi edecek maaş artışı yapılmaz) açıktır.Aynı şekilde devletin borçları da (eğer döviz borcu değilse) eriyip gider;yani devlet bu durumdan karlı çıkar.


Hiperenflasyon ortamında yaşayan insanlar bize garip gelebilecek bazı davranışlar geliştirirler.Mesela maaşlarını alır almaz elden çıkarmak için ya marketlere hücum ederler ya da Amerikan doları gibi geçerliliği olan döviz alırlar.Kısacası yerel para birimi “sıcak bir patates”e dönüşür.İnsanlar olabildiğince kısa sürede parayı elinden çıkarmaya çalışır.


Böylesi bir ortamda ticaret de durma noktasına gelir.Borç verenler borç alanlara göre zararlı konumdadırlar;çünkü borç verdikleri para saatler içinde erimektedir.Aynı şekilde ev sahipleri evlerini kiraya verdiklerinde(eğer güncelleme yapmazlarsa) bir ay sonra eline geçecek parayla sakız bile alamayabilir.


Kısacası hiperenflasyon döneminde parayı tutan insanlardan parayı basan devlete doğru bir gelir aktarımı olur.(Yukarıda verdiğimiz örnekler ışığında bu durumun gerçekleşeceği açıktır.)


Böylesi bir hiperenflasyon döneminde yaşamak toplumda huzursuzluklara neden olur ve insanlar farklı çıkış yolları ararlar.Almanya’da 1930’lardan sonra nasyonel sosyalizmin (naziler) destek bulmasının en büyük nedenlerinden biri 1923’teki ekonomik zorluklar ve hiperenflasyon dönemidir.


 


 Serkant Adıgüzel



 


 



ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar
Aktif etkinlik bulunmamaktadır.