elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

Aklı (Ar-Ge) Az Olanın Verdiği Öğüt Çok Olur! |
Engin Ayçiçek



A- A+
15.12.2008 tarihli yazı 5661 kez okunmuştur.

Küresel mali krizin etkilerini artarak hissettiğimiz günlerde enerji yatırımlarından bahsetmek ve fazlasıyla beklenti içinde olmak biraz hayalcilik gibi görülebilir. Bilinmelidir ki asıl problemde buradan kaynaklanmaktadır. Eğer kendi enerji potansiyelimizin farkında varıp gerekli yatırımları ve planlamaları yapabilseydik bu dönemden geçişimiz daha kolay olurdu. Tüm bu planlamaların içinde belki de en önem vermemiz gereken kavram Ar-Ge'dir. Çünkü potansiyelimizi kullanırken bunu kendi teknolojimiz ile ve kendi iş gücümüzle yapmalıyız. Bu kadar önemli olan Ar-Ge nedir ve nasıl yapılmalıdır?



Bu yazıda üzerinde durmak istediğim konu, belli başlı tanımlamaları verdikten sonra, Ar-Ge'ye ayrılanya da ayrılması düşünülen kaynaklarla ilgilidir. Aşağıda verilen sorulara cevap vermek ve buna göre planlama yapmak çok önemlidir.



• Ar-Ge kaynağı hangi alanlara ve ne kadar tahsis edilmelidir?


• Ayrılan bütçe nasıl kullanılmalıdır?



Ar-Ge nedir? Türkiye de ve Dünya da Ar-Ge'ye bakış ne durumdadır?



Araştırma ve Geliştirme ''bir şirketin bilim adamları ve mühendisler istihdam etmek suretiyle, şirketin çalışma alanı doğrultusunda bilim ve teknolojiyi yeni ürünler, prosesler ya da hizmetler geliştirmede kullanmak üzere yaptığı çalışma ve faaliyetleri anlatmak için kullanılan yaygın bir terimdir'' Ar-Ge' nin başlıca görevi teknolojik gelişmeleri kullanarak şirketin kar edebilirliğini sürekli olarak yenilemek ve artırmaktır. Teknolojinin bugün vardığı düzeyde nadir istisnalar dışında, kişisel hatta grup olarak, dahi çalışmalarla, buluşlarla gelişme sağlamak olanaksızlaşmıştır. Mucitlik, deha devri istisnalar dışında artık kapanmıştır. Günümüzde dehalar, yetenekler bireysel hatta küçük grup çalışmaları ile teknolojide gelişme sağlayamazlar. Teknolojinin bugün ulaştığı düzey yüzler hatta binlerce kişilik projelerle Ar-Ge çalışmaları yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Bütün ülkeyi kapsayan bir araştırma geliştirme kültürü gereklidir. Bütçesi, planlı stratejisi ve hedefi olan, disiplinli, sürekli kitlesel çalışma ve faaliyetlerle teknolojik gelişme sağlanabilir. Geliştirmede çalışanlar teknolojik gelişmeleri sürekli takip etmelidir, seminerlere katılmalıdır, geliştirme yapan diğer kitlelerle iletişim halinde olmalıdır. İlerlemeler ve çalışmalar; kitaplar, yayınlar, makaleler, toplantılar, kongreler, seminerler, dergiler ve günümüzde yaygın olarak internet üzerinden duyurulup yayılmaktadır. ''Ar-Ge' de çalışanlar bu gelişme ve teknoloji düzeyini iyi takip edip, bir hamle daha ileri giden gelişmeyi yaratarak, ürün ve hizmetlerine uygulayıp, firmalarının benzerleri ve rakiplerine üstünlük sağlamasını gerçekleştirmektedirler. Geliştirmede çalışan mühendislerin genellikle çalışmaya istekli, bu faaliyete yatkın, disiplinli ve hedefe odaklı kişiler olması yeterlidir. Pazarlama bölümlerinden, yurt içi ve yurt dışı pazarın talepleri, gelişme yönü, bilgi ve tahminleri, geliştirme bölümlerine aktarılmalıdır. Üretim, taahhüt, uygulama bölümlerinden sürekli deneyim sonuçları Geliştirme bölümlerine aktarılmalıdır. Bütün bu veriler geliştirme faaliyetlerinin yönünü belirler.



'GELİŞTİRME' çalışmaları bu nedenlerle ağırlıklı olarak üretim, uygulama ve pazarlama yapan firma ve kuruluşlarda gerçekleştirilebilir.



Geliştirme bölümleri ancak üretim taahhüt, uygulama, proje bölümleri ile çok yakın işbirliği, iletişim ve karşılıklı bilgi alışverişi içinde bulunuyorlarsa faydalı, etkili sonuçlara ulaşabilirler. Çünkü üretim, uygulama, pazarlama ve projelendirmeden kazanılacak deneyim ve birikimler olmaksızın 'Ar-Ge' gerçekleştirmek hemen hemen olanaksızdır.



Geliştirme için yer sağlamak, ölçü aletleri malzeme masrafı, personel ve eğitimi, iletişim masrafı gibi harcamalar için belli bir yatırım yapıp, yıllık bütçeler ayırmak gereklidir. Geliştirme faaliyetleri yaparak Teknoloji üretmek için nasıl ciddi bir yatırım yapıp, uzun yıllar çalışmanın gerekli olduğu; TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş tarafından sunulan enternasyonel eğrilerden, 'Geliştirme' yapmadan 'mevcut teknolojiler' yahut 'Teknoloji Transferi' ile pazarda ancak sürekli olmayan geçici başarılara ulaşılabileceği görülmektedir.



Nisan Yağmuru Mayıs Çiçeği Getirir



9 Ocak 2001'de çıkarılan Endüstri Bölgeleri Kanunu'nda 'yabancı sermaye girişinin arttırılmasını sağlamak' ana amaçlarından biridir. Sanayi kesimimizin de bu tür düzenlemelerden yana olduğunu, pek çok şirketimizin sıkışınca yaptığı yabancı şirket evliliklerinden anlayabiliyoruz. Önemli olan bu tür birleşmelerin ülke içinde yapılan Ar-Ge yatırımlarına yansımasıdır. Ülkemizin uluslararası rekabette sürekli başarı kazanabilmesi, ön plana çıkabilmesi için istesek de istemesek de firmaların birleşerek büyümesi gereklidir. Ancak büyük firmalar oluşacak artık değerlerle Ar-Ge ve standartlara uygun faaliyetler için gereken kaynakları ayırabilirler. Firmaların, yıllık bütçeleri olan, organize, disiplinli 'Geliştirme Bölümleri' yurt içi ve yurt dışı diğer Ar-Ge bölümlerinde oluşan bilgileri de kullanarak, onlarla iletişim halinde geliştirme sağlayabilirler. (Yüksel Tavsel)



Aşağıda verilen tablolar (www.tubitak.gov.tr/ sitesinden alınmıştır) incelendiğinde ve ileri endüstri ülkeleri ile karşılaştırıldığında, ülke olarak Ar-Ge'ye verdiğimiz önemin ne yazık ki olması gereken seviyede olmadığını görebiliriz. Gelişmiş ülkeler yıllık milli gelirlerinin yaklaşık %3'ünü, Türkiye ise %0,71'ini Ar-Ge'ye harcamaktadır. ABD'nin yaklaşık 1/200'ü, Almanya'nın yaklaşık 1/30 u seviyesinde bir Ar-Ge harcaması söz konusudur. Ar-Ge yatırımları her sektör için zorla yapılan bir bütçe harcaması olarak görülmek yerine gelişmek için yapılması gereken ilk yatırım olarak görülmelidir. Bu bakış açısının sonunda tabloda belirtilen patent başvurularının hızla artacağı bir gerçektir. Eğer bunu sağlarsak nisan yağmurunun mayıs çiçeğini getirdiğini göreceğiz. Ayrıca belirtmeliyim ki ülke olarak yatırımlarımızın artışı iyi bir seviyededir ve hızlanarak artmaktadır. Umarım içinde bulunduğumuz küresel mali kriz bu yatırımları etkilemez de elimizdeki kaynakları Ar-Ge desteğiyle kullanabilir ve geliştirdiğimiz teknolojiyi satabilir duruma getiririz.





Sonuç olarak ulusal kaynaklarımızı değerlendirmek amacıyla, küresel, bölgesel eğilimleri ve teknolojik gelişmeleri takip eden, uzun vadeli, sürdürülebilir bir enerji politikası için, Türkiye'nin enerji Ar-Ge politikalarını güncellemesinde büyük yararlar bulunmaktadır. Gelecek yazımızda görüşmek üzere'


Not: Değerli yorumları ile desteklerini gösteren okurlara ilgilerinden dolayı çok teşekkür ederim.



engin.aycicek@elektrikport.com




ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar
Aktif etkinlik bulunmamaktadır.