elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

Phoenix Contact Satış ve Pazarlama Koordinatörü Alper ÖZDEMİR

Phoenix Contact Satış ve Pazarlama Koordinatörü Alper Özdemir ile sektörün 2010 değerlendirmesini, 2011 hedeflerini ve Phoenix Contact'ın gençlere ve üniversitelere katkılarını konuştuk.



A- A+
13.04.2011 tarihli yazı 10896 kez okunmuştur.

Phoenix Contact dünyada özellikle endüstriyel otomasyon konusunda uzmanlaşmış, büyük bir firma. Firmanızdan ve yurt içi yapılanmanızdan kısaca bahseder misiniz?


Phoenix Contact 1923 yılında, Almanya'da kurulmuş bir firmadır. Ray klemensin mucidi olan firmadır. Genel merkezi Almanya'nın Bloomberg şehrinde olup dünyanın 77 ülkesinde kendisine ait firmalar ve temsilciliklerle müşterilerine hizmet vermektedir. 1923 yılından bugüne nasıl gelindiğine bakarsak; Phoenix Contact bu işe klemensi icat ederek başlamıştır. Daha sonraki yıllarda baskılı devre klemensleri ürün gamına ekledi. 1960'lı yılların sonlarından itibaren elektronik alanında çeşitli ürünleri yelpazesine kattı. 1980'li yıllardan itibaren de otomasyon alanında komple çözümler sunan bir firma haline gelmiştir. Phoenix Contact'ın logosunda da bulunan 'Inspiring Innovation (İlham veren yenilikler)' sloganında olduğu gibi Phoenix Contact'ın temel felsefesi, her zaman yeni ürünler ile büyüme ve gelişme sağlamaktır. Bu anlamda Phoenix Contact büyük Ar-Ge yatırımları yapmaktır. Firmamızın dünya üzerinde Ar-Ge noktası olarak üç yerde yatırımları bulunmaktadır. Bunlardan birisi Almanya'da Blomberg'de ve diğerleri ABD ve Çin'de bulunmaktadır.



Phoenix Contact'ın Türkiye organizasyonu 1986 yılında kuruldu. Bu sene, Türkiye'deki 25. yılımızı kutluyoruz. Yurtiçi organizasyonumuzun merkezi, genel müdürlük ve lojistik hizmetlerimizin de sağlandığı İstanbul ofisidir. Bunun dışında Ankara, İzmir ve Adana'da bölge müdürlükleri ve Bursa ve Konya'da da home-office şeklinde çalışan satış temsilcisi arkadaşlarımız mevcuttur. Türkiye organizasyonumuz 30 kişiden oluşmaktadır. Çalışanlarımızın çoğunluğu, yaklaşık 20 kişi, satış ve pazarlama ekibinden oluşuyor. Bunların tamamı elektrik veya elektronik mühendisidir. 


Bağlantı elemanlarından aşırı gerilim korumasına kadar geniş bir ürün yelpazeniz var. Ürünleriniz hakkında bilgi verir misiniz?


Phoenix Contact'ın piyasaya sürdüğü 6 farklı ürün grubu vardır. Bunlar; CLIPLINE ray klemensler ve markalama ürünleri, INTERFACE arabirim elemanları, burada daha çok elektronik ağırlıklı röleler, güç kaynakları, çeviriciler, kablosuz haberleşme modülleri gibi geniş bir ürün grubu bulunmaktadır. COMBICON adını verdiğimiz baskılı devre klemens çözümleri, PLUSCON adını verdiğimiz endüstriyel M8, M12, M16 sensör ve aktüatör kablolama, panel geçiş konektörleri, fiberoptik konektörleri, bunların hepsi IP-65, IP-67 sınıfında endüstriyel çözümler. Bunun dışında TRAPTECH adını verdiğimiz aşırı gerilim koruma ürünleri, bunlar alçak gerilim parafudur olarak da bilinir. Son olarak da otomasyon ürün grubu vardır. Burada da PLC'ler, I/O modülleri, endüstriyel PC'ler, operatör panelleri, SCADA çözümleri sayılabilir.



Phoenix Contact'ın çok geniş bir ürün yelpazesi vardır. Yaklaşık 50.000 üründen bahsedebiliriz. Ürünlerimiz elektrik, elektronik ve otomasyon sektöründe, hemen hemen her yerde kullanılmaktadır. Bunlar çoğunlukla pano içi ürünlerdir. Bunun dışında tabi ki sahada kullanılan yüksek koruma sınıflı ürünlerimiz de mevcuttur.


Yeni ürünlerinizi ne kadarlık bir periyotta piyasaya sunuyorsunuz? Firmanızın Ar-Ge çalışmalarından bahseder misiniz?


Yeni ürünlerimizin tanıtımı ilk olarak Almanya'daki Hannover Fuarı'nda başlar ve o süreçten itibaren bir sonraki Hannover Fuar'ına kadar bu yeni ürünler kademeli olarak piyasaya sürülür ve tanıtılır. Bu aslında yaşayan bir süreç ve sürekli bir döngüdür. Sadece belirli bir dönemi kapsamaz, bütün ürünlerimizin, üretime katıldıkça tanıtımını yapmaktayız.



Phoenix Contact, Ar-Ge'ye büyük yatırım yapan bir firmadır. Bunu da her yıl çıkarmakta olduğumuz 'ek ürünler kataloğu' adını verdiğimiz yaklaşık 600 sayfalık katalog ile de göstermekteyiz. Bu katalog, her yıl çıkardığımız yeni ürünleri gösteren bir katalogdur. Temel felsefemiz her zaman için, müşterinin işini kolaylaştıran, uygulamasında ona avantaj sağlayan ürünler geliştirmeye dayalıdır. Müşterilerin faydasına yönelik ve müşterileri ile birlikte ürün geliştirmeye özen gösteren, müşterilerden aldığımız geri dönüşleri mutlaka değerlendirip bunu yeri ürünlerinde ortaya çıkartan bir firmayız.



Biz dört yıl önce Phoenix Contact'ın, ürünler ile ilgili olan tüm veri tabanını Türkçeleştirme projesine başladık. Şu an geldiğimiz noktada Türkçe dili, Phoenix Contact'ın ana dillerinden biri haline gelmiştir. Phoenix Contact'ı uluslararası internet sitesi de dahil olmak üzere bütün altyapı Türkçe'dir. Bundan da daha önemlisi bütün kataloglarımız Türkçe'dir. Bahsetmiş olduğum 6 ürün grubunun, yaklaşık 5000 sayfalık toplam kataloğunun tamamı Türkçe'dir. Phoenix'in bir ilkesi de lokal olarak bulunduğu yerdeki dili konuşmaktır. Uğraşlarımız sonucunda Türkçe'yi de Phoenix'in dillerinden biri haline getirdik. Şu an ürünlerimizin kutularından çıkan kullanım kılavuzları da Türkçeleştiriliyor. Dolayısıyla bizim bir Türk firmasından hiçbir farkımız yok. Bununla da gurur duyuyoruz. 


 


2009 yılında yaşanan krizin ardından, Phoenix Contact 2010 yılını nasıl kapattı? Genel anlamda baktığımızda 2011 hedefleriniz nelerdir? WIN Fuarı'nın değerlendirmesini yapar mısınız?


2009 yılındaki krizde hem ülkemizde hem de dünyada, sadece kendi sektörümüzde değil tüm sektörlerde geriye gidişten söz edebiliriz. Bu tabi ki Phoenix Contact'ı da olumsuz yönde etkiledi. Ancak baktığımız zaman yine de birçok firmaya göre ayakta daha güçlü bir şekilde kalabildik. Bunun aslında en büyük nedenlerinden birisi, Phoenix Contact'ın 'finansal bağımsızlık' ilkesidir. Bu da kendi yapacağı yatırımı, her zaman kendi öz kaynakları ile yapması ve bankalarla finansal anlamda herhangi bir borç yükü altına girmemiş olması sayesindedir ve bu krizden en az zararla çıkmamızı sağlamıştır. Rakiplerimize göre daha az küçüldüğümüzü görebilmekteyiz. Bu da kötünün iyisi anlamında değerlendirilebilir.



2009 yılı sıkıntı yaşadığımız bir dönemdi. Ancak biz herhangi bir küçülmeye gitmedik. 30 kişi olan ekibimizde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Bunu da, biraz önce bahsettiğim finansal bağımsızlığımız ve öz kaynaklarımızın güçlü olması sayesinde gerçekleştirdik.



2010 yılı, beklentilerimizin de üzerinde bir yıl oldu. Hem global olarak hem de Türkiye'de çok çok başarılı bir yıl oldu. Hatta belki de Phoenix tarihinde en parlak yıl olarak kabul edilebilir. Tabi bu her sert düşüşün arkasından gelen yükseliş olarak görülebilir. Büyüme rakamlarımıza baktığımızda 2008 yılının da net bir şekilde üzerine çıktığımızı görüyoruz. Dolayısıyla sanki 2009 yılı hiç yaşanmamış gibi kabul edilebilecek seviyede bir yükselişten bahsediyoruz. Bu anlamda da 2010 yılı çok başarılı bir yıldı bizim için. Türkiye olarak biz global büyümeye ayak uydurmayı başardık.



Phoenix Contact'ın hedefi her zaman için yeni ürünler ile gelişme ve büyüme kaydetmektir. Biz her zaman için hedeflerimizi bu ilkeye göre belirleriz. Dolayısıyla 2011 yılı hedeflerimiz de, diğer yıllarda olduğu gibi bu büyümeyi devam ettirmektir. Bunu gerçekleştirebilecek güçlü ürünlerimiz mevcuttur.



WIN Fuarı bizim yıllardan beri katıldığımız bir fuardır. Bu yıl da her zamanki gibi yeni ürünlerimizi sergileme imkanı bulduk. Aynı zamanda 25. yılımız münasabeti ile de fuar standımızda müşterilerimize daha iyi hizmet vermek amacı ile farklı bir düzenleme yaptık. Tabi ki herkes yeni ürünleri görmek için fuara geliyor ama bir çok müşterimiz bizimle sohbet etmek, fikir alışverişinde bulunmak için de bizi ziyaret ettiler. WIN Fuarı Türkiye'de hiçbir zaman belirli bir standardın altına düşmüyor. Dolayıyla bu yıl da beklentilerimi karşılamıştır. Ancak dikkatimizi çeken önemli bir nokta var, fuar merkezine geliş-gidişlerde trafik her geçen gün sıkıntı olmaya başlıyor, bu önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Bu durum insanları fuara gelmekten alıkoyabiliyor diye düşünüyorum. Sanırım bu nedenle fuarın geçen senelere oranla daha sakin olduğunu söyleyebilirim. Ama hiçbir zaman istediğimiz standardın altında bir durumdan bahsetmiyorum.



Türkiye'de firma olarak bizzat WIN Fuarı'na katılıyoruz. Onun dışında bölgesel fuarlara da genellikle bayilerimiz aracılığı ile katılıyoruz. Onların standlarına destek oluyoruz ve orada çözümlerimizi gösteriyoruz.


Almanya'da Phoenix Contact'ın düzenlemiş olduğu 'Xplore New Automation Awards' (Xplore Otomasyon Ödülleri) yarışmasında 2005 ve 2008 yıllarında Türkiye'den üniversiteler önemli dereceler ve ödüller kazandılar. Bu yarışmadan ve sizin üniversitelerimize sağladığınız desteklerden bahseder misiniz?


Biz Türkiye'de 2004 yılında Xplore Automation yarışmasını Türkiye'de tanıtma kararı aldık ve çalışmalarına başladık. Bunun için ilk önce Yıldız Teknik Üniversitesi'nin kapısını çaldık. İlk önce Elektrik-Elektronik Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Galip Cansever ile iletişime geçtik. Kendisi bu yarışmaya gerçekten çok büyük ilgi gösterdi. YTÜ'nün mutlaka bu yarışmada yer almasını arzu etti ve ekibi ile bunu paylaşarak, bu etkinliğin tanıtımını da üniversite bünyesinde yaparak 2005 yılında YTÜ'nün bu yarışmada derece almasını sağladı.



Yarışmanın genel kapsamı 6 kategoriye ayrılmaktadır. Bu kategoriler; eğitim, çevre, fabrika, yapı, bilgi teknolojileri ve serbest kategorileridir. Bu kategorilerde düzenlenmiş, dünya çapında üniversitelerin katıldığı bir yarışmadır. Almanya'da Eğitim Bakanlığı'nın denetlemekte olduğu ve jüri üyelerinin bağımsız öğretim üyelerinden oluştuğu bir yarışmadır.



2005 ve 2008 yıllarında Yıldız Teknik Üniversitesi gerçekten çok büyük bir başarı gösterdi. 2005 yılında 'Factory Automation' kategorisinde 'Startech' depolama robotu isimli proje ile 3. oldu. 2008 yılında ise iki tane derece geldi. Birincisi, "Building Automation" kategorisinde "Window Cleaner For Skyscrapers (Gökdelenler için cam silme robotu)" projesiyle 2. oldu. Diğeri ise 'Net' dalında 3. olan 'Quadrotor Air Vehicle (Bir Yer Aracı Tarafından Desteklenen Dört Rotorlu Hava Aracı )' projesiydi.



2012 yılında düzenlenecek olan yarışmanın lansmanı yapıldı. Bizler bu yarışma için yine Yıldız Teknik Üniversitesi ile temasa geçtik, onlar da bunu takip ediyorlar. Bu yarışma ile ilgili gerekli tanıtım çalışmalarına başladık, çeşitli derneklerde bunu tanıttık, ENOSAD bunlardan bir tanesi, onlar da kısa süre sonra bunu üyelerine tanıtacak.



Bu yarışma sadece üniversite kapsamında olmak zorunda değil. Biz 2008 yılında İzmir Çiğli 75. Yıl Anadolu Teknik Lisesi'nde de bunu tanıttık ve onlar da bu yarışmaya katıldılar ve başarılı da oldular. Dolayısıyla üniversiteler dışında teknik liseler de bu yarışmaya katılabilirler.



Bu yarışmanın kapsamında ilk önce fikir bazında bir video çekiliyor. 31 Mayıs tarihine kadar bu video ile on-line başvuru yapılıyor. Bu videoda, bir takım görseler ile desteklenecek şekilde proje anlatılıyor. Haziran ayının sonuna kadar bu videolar jüri tarafından değerlendiriliyor ve her kategoride yaklaşık 100 proje bu bu projelerin gerçekleştirilmesi için Phoenix Contact, 3000 € değerinde kendi ürünlerinden oluşan bir destek sağlıyor. 6-8 aylık bir süreçte de proje gerçekleştiriliyor ve akabinde tekrar bir video çekimi ile proje gönderiliyor ve seçilen projeler Almanya'ya davet ediliyor, burada sunumu yapılıyor. Ardından derece alanlar Hannover Fuarı'nda ödüllendiriliyor. Tabi bu yarışmada proje sahipleri Phoenix ürünlerini kullanıyorlar ama tabi projede başka ürünlere de ihtiyaç duyacaklardır. Bu malzemeleri de firmalar ile sponsorluk aracılığı ile bulabiliyorlar.



Özellikle Yıldız Teknik Üniversitesi ile Xplore Automation yarışması ile başlayan yakınlaşmamız çok iyi noktalara geldi. Biz Yıldız Teknik Üniversitesi'nde bir otomasyon laboratuarı kurduk. Bu laboratuarı, Yıldız Teknik Üniversitesi'nin yeni taşınacağı Davutpaşa Yerleşkesi'nde yeniden kuruyoruz. Bunun da açılışı haziran ayında olacak. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde demo setlerimizin olduğu bir laboratuar kuruldu. Bu çalışmalarımızdan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Çünkü hem yeni nesil öğrencilerimiz, teknolojinin geldiği son noktada kontrol ve otomasyon çözümlerini, daha üniversite sıralarında tanıyorlar hem de Phoenix markasını ve ürünlerini tanıyorlar. Bu bizim marka imajımızı güçlendiriyor. Bu kişilerin daha sonra firmamızda kariyer imkanları sağlaması konusunda yararlar görüyoruz ve örneklerini de yaşıyoruz. Burada karşılıklı bir 'kazan-kazan' durumu olduğunu söyleyebiliriz.



Genç mühendis adayları için Phoenix Contact'ta kariyer olanakları nelerdir? Gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?


Yaklaşık 20'ye yakın bir elektrik, elektronik mühendisi kadromuz var. Büyüyen bir yapıyız. Yeni bölümler ve yeni alanlar her zaman açılıyor v açılmaya devam ediyor. Bu anlamda baktığımız zaman kariyerde yükselme olanakları her zaman için mevcuttur. Firmamız aynı zamanda birçok şeyi öğrenebilecekleri bir okuldur. Önümüzdeki yıllarda Phoenix'in bu büyüme hızında, bütün genç mühendislere Phoenix Contact'ı öneriyorum.



Ben 1993 yılında üniversiteden mezun oldum. Baktığım zaman birçok şeyin değiştiğini görüyorum. Belirli alanlarda uzmanlaşmak gerektiğini düşünüyorum. Yani bir konuyu iyi şekilde bilmek önemlidir. Birçok konuyu bilmeye çalışmaktansa bir konuyu iyi bilmek önemlidir. Tabi ki bu konular rastgele değil, popüler ve trend olan konuları seçip o konularda iyi bilgi sahibi olmaya çalışmak gerekiyor. Firmaların artık ihtiyaç uyduğu profil bu yönde, firmalar artık uzmanlaşmış kişileri tercih ediyorlar. Genç mühendis adaylarına, sevdikleri ve ilgilendikleri bir konu üzerinde çalışmalarını tavsiye edebilirim. Bu konuda kendilerine gereken yatırımı yapmalarını öneriyorum. 


 


Röportaj: Alper COPLUGİL, Mehmet DEMİREL


Fotoğraf: Yusuf SAFRAN


 


ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar
Aktif etkinlik bulunmamaktadır.