elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

Sonsuz Enerji Mümkün mü?

Dünyada nükleer enerji ve yenilenebilir enerji kaynakları uzun süredir masada olan seçenekler. Fakat bu enerjilerin alması gereken uzun, yorucu dahası sonu kestirilemeyen bir yol var. Bu yüzden son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle farklı çözüm önerileri üzerinde araştırmalar arttı. Henüz çok yeni ve geliştirilmeye muhtaç olsa da bu çözümler üzerinde durmak dünyamızın geleceği açısından oldukça önemli.



A- A+
01.08.2011 tarihli yazı 14531 kez okunmuştur.
'Efendiler! Şunu iyi biliniz ki bir damla petrol bir damla kandan daha kıymetlidir.'
İngilizlerin ünlü başbakanı W. Churchill'in bu sözü 20.yüzyılın enerji politikalarını özetler nitelikte. Birleşmiş Milletler verilerine göre 2050 yılında dünya nüfusu 9 milyarı aşacak. Şu anki dünya nüfusunun yüzde seksenine yakınının gelişmekte veya az gelişmiş ülkelerde olduğu düşünüldüğünde, bu ülkelerin ilerleyen yıllarda refah düzeylerinin artmasıyla birlikte dünya kaynakları üzerindeki tüketim baskısı bugüne göre çok daha fazla hızlanarak artacaktır. Yani Churchill bu gün hayatta olsa şimdiden kan yerine başka bir sözcük aramaya başlamıştı bile! Peki bu durumu ortadan kaldırmak mümkün mü? Dünyada nükleer enerji ve yenilenebilir enerji kaynakları uzun süredir masada olan seçenekler. Fakat bu enerjilerin alması gereken uzun, yorucu ve dahası sonu kestirilemeyen bir yol var. Bu yüzden son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle farklı çözüm önerileri üzerinde araştırmalar arttı. Henüz çok yeni ve geliştirilmeye muhtaç olsa da bu çözümler üzerinde durmak dünyamızın geleceği açısından oldukça önemli.


Son yıllarda bu konuda en fazla öne çıkan materyallerden biri genetiği oynanmış algler. Bu alglerle çok büyük miktarlarda biyoyakıt olarak kullanılmak üzere yağ üretilebileceği öngörülüyor. Aynı sistem aslında soya, mısır vb. tarım ürünleriyle gerçekleştirilmek istenmiş, fakat üreticilerin bu ürünlere aşırı yüklenmesi nedeniyle temel ihtiyaç ürünleri ekilemez olmuş, sonucunda üçüncü dünya ülkelerine tahıl ihracatı durma noktasına gelmiş ve gıda fiyatları beklenmedik bir biçimde artış göstermiştir. Ayrıca tahıl ürünlerinden elde edilen biyoyakıt miktarıyla enerji piyasası için etkili bir rahatlamanın çok uzun sürede gerçekleşebileceği görülmüştür. Bu yüzden yeni bir yöntem arayan araştırmacılar algler sayesinde büyük ilerlemeler kaydettiler. Bitki fizyoloğu ve araştırmacı Glen Kertz'e göre, yılda akre (0,467 hektar) başına 100.000 galon (1 galon = 3,8 litre) yağ üretebilmek mümkün. Bu miktarın mısırda 30 galon, soya fasulyesinde 50 galon olduğunu belirtiyor. Ayrıca bu yağ jet yakıtı, diesel yakıtı ve gaz yağı olarak kullanılabiliyor. Verimliliği oldukça yüksek olan bu yağ güneşlilik oranını iyi bir şehirde üretildiğinde tüm Kuzey Amerika'nın bütün enerji ihtiyacını karşılayabilmekte. Ayrıca son yapılan araştırmalarda alglerin beslenmesinde lağım suyu gibi organik maddeler kullanıldığında algler kendi ağırlığının %40 kadar daha fazla yağ üretebilmekte. Böylece bu alglerle birlikte sadece yağ üretmekle kalmıyorsunuz tamamen biyolojik yöntemlerle çevresel dönüşüme önemli katkılarda bulunuyorsunuz. Bu konuda araştırma yapan Z.J Pei ve Wayne Yuan, bu sistemin tüm dünyaya yayılabilmesi için oldukça önemli çalışmalar yapıyorlar. Bu çalışmaların temel amaçlarından biri algler için en uygun ortamı yaratmak. Yani bir nevi alglerin yaşayabileceği okyanus şartlarında ayakta kalabilecek onların verimliliğini en üst düzeyde tutacak evler yapabilmek. Bu sayede kullanabileceğimiz alg sayısı ve türü de önemli ölçüde artmış olacak. Z.J Pei ve Wayne Yuan'ın araştırmalarının bir diğer önemli yönü ise bu yöntemin en zorlu kısmı olan alglerin ayrıştırılması ve yağın elde edilmesi için yenilikçi ekipmanlar üretmek. Bugünkü teknolojiyle tüm işlem için kullanılan enerjinin %90'ı alglerin ayrıştırılması ve yağın elde edilmesi için harcanıyor. Oldukça pahalı ve kitlesel verimi düşük olan bu yöntemlerin geliştirilmesi alglerden enerji üreten sistemler için bir dönüm noktası olabilir. Çünkü dünyanın birçok yerinden yapılan diğer araştırmalar tam da bu noktada sekteye uğruyor.

Glen Kertz'in Vertigro adını verdiği projesi

İnsanoğlunun enerjiyle olan mücadelesi yıllardır artarak devam ediyor. Teknolojinin gelişimiyle çok farklı ve yenilikçi araştırmalar yapılmaya başlansa da bu araştırmaların henüz başlangıç safhasında olmamız, enerjinin efendiliğini uzun süre koruyacağını gösteriyor. Tabi bir de olayın farklı bir boyutunu unutmamak lazım. Enerjinin efendiliğinde dünyada yaşanan sorunlar daha da kötüye giderek arttı. Peki biz enerjinin efendisi olduğumuzda ne gibi sorunlarla karşılaşacağız? İşte bu soruda ilerde en az sonsuz enerji kadar kafamızı kurcalayacağı gerçek.

Kaynaklar
  • http://www.brighthub.com/environment/renewable-energy/articles/7280.aspx
  • http://www.science20.com
  • http://northbynwa.com/
Mehmet Cem Ateş Mehmet Cem Ateş Yazar Hakkında Tüm yazıları Mesaj gönder Yazdır



Aktif etkinlik bulunmamaktadır.
ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar