elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

KAYA GAZI:
TÜRKİYE İÇİN YENİ BİR UMUT MU?

Ülkemizin enerji sorunu giderek artarken yeni çözümlere yönelmek oldukça büyük önem taşıyor. Kaya gazı da bunlardan biri. İleriki süreçler için kaya gazından Türkiye ne kadar faydalanabilir? Devamı yazımızda...



A- A+
05.12.2012 tarihli yazı 10185 kez okunmuştur.

Gelişmekte olan ülkeler 2050’lili yıllara büyük hedeflerle girmekteler. İstatistikler de onların bu hedeflerini büyük derecede destekliyor. Dünya Bankası tahminlerine göre 2050 yılında Brezilya ekonomisi Almanya’yı geçerken, Türkiye’de Kanada ekonomisini geçmiş olacak. Ancak hemen hemen bütün gelecek vaat eden ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de büyük bir enerji çıkmazı içinde.  Öte yandan enerji ithalatına bağlı olarak giderek artan cari açık ekonomide büyük bir kambur oluşturmuş durumda. Zaten tüm dünyada doğal gaz fiyatları son birkaç yıl içinde yüzde 30 azalırken, Türkiye’de yüzde 30’dan fazla artması enerji sektöründe ciddi bir dengesizlik olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Birde buna 2009-2018 arası beklenilen yüzde 6.3 gibi yüksek bir ortalama büyüme koyduğunuzda, enerji sektörünün talebini karşılamak çok da mümkün olmayacak. Bu yüzden alternatif enerji kaynakları gelecek hedeflerimiz için olmazsa olmaz durumdalar. Kaya gazı da uzun zamandır Amerika, İngiltere Çin gibi ülkelerde kullanılan önemli bir sürdürebilir bir enerji kaynağı olma yolunda. Peki Türkiye tam olarak bu enerjinin neresinde?


      
 

Şekil:1 Kişi başına düşen gelirimizin iki katına çıkmasıyla, kişi başına enerji tüketimimiz neredeyse 3 kat artacak



Şekil 2: Cari açığımızı giderek artarken enerji ithalatıyla bu oran daha da körükleniyor

Öncelikle işe kaya gazını tanımak başlayalım. Kaya gazı aslında bir çeşit doğalgaz türü ve fosil bir yakıt. Doğalgaz genelde meydana geldiği ana kayayı terk ederek başka bir bölgeye yerleşir. Ama bazen de ana kayada sıkışıp kalır. Bu gaz belli bir olgunluğa ve organik yapıya kavuşursa artık adı kaya gazı olarak anılır. İlk defa 1970’lerde yine dünyada bir enerji dar boğazının yaşandığı sıralarda gündeme gelmiş, başta Amerika ve İngiltere olmak üzere teknolojik üstünlüğü olan ülkelerde çıkartılmaya başlanılmıştır. Ancak asıl önemini 1997 yılında hidrolik kırılma yani fracking metodunun uygulanabilir olmasıyla kazanmıştır.


 

Şekil 3: Amerika’daki son üç yıldaki kaya gazı üretiminin toplam doğal gaz üretimine oranı

Fracking yöntemi üretimi ve verimi oldukça artırsa da, çevrecilerin ve bölge halklarının tepkisini almış durumda. Bu yöntemde öncelikle gaz taşıyan kaya katmanları kırılıyor. Daha sonra bu gazı yüzeye çıkarmak için basınçlı su kullanılıyor. Ancak bu noktada süreci hızlandırmak için suyun içine katkı maddeleri ekleniyor ve bu maddeler yer altı sularına ister istemez karışıyor. Ayrıca kaya katmanlarının yaklaşık 90 gün süren kırılmaları süresince küçük çaplı yerel depremlerde meydana geliyor. Bu gibi çekinceler kaya gazı üretiminde sıklıkla dile getirilen ciddi sorunlar.



 

Şekil 4:  Fracking metodu genel şeması



Şekil 5: Özellikle kullanılan kimyasallar nedeniyle fracking metoduna karşı çıkanlarda bir hayli fazla
 

Ülkemiz ise son yıllarda yeni yeni bu kaynağı fark etmeye başladı. İlk olarak 1990’larda Zonguldak bölgesinde kömür gazı için yapılan çalışmalarda kaya gazı ile ilgili veriler toplanmaya başlanmış. Daha sonra Maden Tetkik Arama (MTA) ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın(TPAO) konuyla ilgili çalışmaları olmuş. Son çalışmalar gösteriyor ki, Türkiye ortalama 20 trilyon metreküpe yakın bir kaya gazı rezervi potansiyeline sahip.  Yıllık bazda 50 milyar metreküp doğal gaz talebimiz olduğunu düşünürsek oldukça ciddi ve bizi rahatlatacak bir rakam. Ancak bu rezervlerin ne kadarının kullanılabilir olduğu, bu rezervlerin işlenmesi için ne kadarlık bir yatırım yapılması gerektiği, özel sektör ve kamunun ne oranda bu yükün altına gireceği gibi temel sorunlar hakkında kimsenin şimdilik pek bir fikri yok gibi gözüküyor.  Ek olarak Türkiye’nin kaya gazı üreten ülkelerden teknolojik olarak önemli ölçüde geri durumda olması,  ciddi bir teknoloji ithalatı olasılığını gündeme getiriyor. 

 

Türkiye’de Bulunan Kaya Gazı Rezervleri

Güneydoğu Bölgesi, Tuz Gölü civarı, Toroslar, Doğu Anadolu Bölgesi, Trakya kaya gazı olma ihtimali olan yerler. Bu yıl içinde ilk defa Güneydoğu bölgesinde devlet destekli sondaj çalışmalarının başlatılacağı söyleniyor. Şu an içinse Trakya bölgesinde özel bir şirket tarafından başlatılan sondaj çalışmaları devam etmekte.

Ülkemizin enerji sorunu artık yadsınılmaz bir gerçek. Rakamlar eğer ciddi önlemler almazsak ilerde çok daha büyük ölçekte sorunlar yaşacağımızı gösteriyor. Kaya gazı bu sorunumuzu çözme yolunda büyük bir adım olabilir. Ancak daha yolun çok başındayız. Bir an önce sondaj çalışmalarının bitirilip, yol haritamızın çıkarılması çok önemli. Kaya gazından şu an yararlanan ülkelerin bu başarılarına orta vadeli planlarla ulaştığını unutmamak gerek. Daha da önemlisi beklentilerin şişirilip gerçekçi olmayan çözümler üzerinde para ve zaman kaybetmemek oldukça önemli.
 

KAYNAKLAR

Link için tıklayınız.
Link için tıklayınız.
Link için tıklayınız.
Link için tıklayınız.

·         

Mehmet Cem Ateş Mehmet Cem Ateş Yazar Hakkında Tüm yazıları Mesaj gönder Yazdır



Aktif etkinlik bulunmamaktadır.
ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar