elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

Teknolojik Eğitim Platformu
"LMS"

Geçen yüzyılda sayıları bir elin parmağını geçmeyen eğitimli insanların hızla başarı sahibi olduğu, hatta başlangıç eğitim bilgisine sahip insanların bile el üstünde tutuldukları dönemlerden geçtik ancak eğitim ihtiyaçları artık değişti. İşte teknolojinin eğitime yansıması LMS platformlarının temelleri...



A- A+
12.03.2013 tarihli yazı 11974 kez okunmuştur.
Günümüz ekonomisinde yeni nesil gelişim ve öğrenme modeli olarak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdede lms uygulamaları karşımıza çıkmakta. Eğitim kültüründeki bu önlenemez değişim her geçen gün bir çok yeniliği de beraberinde getirmeye devam etmekte. Son dönemde, e-öğrenmeye olan talebin artışı ve yarattığı etki alanının genişlemesi hiç şüphesiz akıllara "yeni nesil eğitim dünyasında neler oluyor ?" sorunsunu getirmektedir.

Gelişmeler, günümüz teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak eğitimin teknolojik yönünü ön plana çıkarsada aslında e-öğrenme, özünde hayatı, öğrenmeye kattığı uygulamalarda daha keyifli hale getirmeyi hedeflemekte, peki bunu ne ölçüde başarabilmektedir?

Bir yandan sanal sınıf, mobil öğrenme gibi yeni teknolojilerle istenildiği zaman, istenildiği yerde ve ihtiyaç duyulduğu kadar eğitim sunulmakta ve bilgiye ulaşmanın engelleri ortadan kaldırılmakta ve diğer yandan oyun tabanlı eğitimler, simülasyonlar, hobi eğitimleri gibi hayattan aldığımız keyfi öğrenmeye taşıdığımız uygualamalarla çalışanların performansını ve motivasyonunu artırmaya çabalayarak öğrenmeye katkıyı büyük ölçüde başardığı gözlemlenmekte.

Bir diğer deyişle e-Öğrenme, yeni yüzyılda hayata can katmaktadır ve insan kaynakları uygulamaları kapsamında eğitim ve gelişim uygulamalarının tamamlayıcı bir parçası haline gelmekte.
 

e-Ögrenme Nedir?


Teknolojisinin hızlı gelişimi eğitime olumlu yansımış ve eğitim ortamlarında değişmeler sağlandı. 1980’li yıllardan sonra bilgisayar destekli eğitim ortamı ortaya çıkmıştır. 1994’lü bilgisayarlar arası kurulan internet ağının gelişmesi ile eğitim internet ortamına taşındı. Internet destekli eğitimde hızla gelişmiş ve 2000’li yıllardan itibaren hayatımızın her yönünde karşımıza çıkan teknoloji E-öğrenme olarak isim değiştirmiştir. E-Öğrenme bilgisayar destekli eğitimin olumlu yönlerini geliştirmiş ve birçok olumsuzluğunu da teknoloji sayesinde ortadan kaldırmış görünüyor.

E- Öğrenmeyi kısaca tanımlayacak olursak elektronik ortam aracılığı ile yapılan öğretim denilebilir. Dikkat edilmesi gereken önemli bir husus e-eğitim değil e-öğrenme olmasıdır. Bundan önceki öğretim sistemlerinde bilgisayarlar, öğretmenlere eğitimin daha iyi, verimli olması için yarar sağlayan yardımcı eğitim aracı olarak kullanılıyordu. Internet teknolojisinin kullanımı ile destek/yardımcı olmanın yanı sıra öğrenen açısından daha da bireysel çalışmaya yönlendirmekteydi. Ama bilgisayarlar arasındaki kurulan müthiş ağda, veri iletiminin çok hızlı hale gelmesi ile kendi kendine öğrenme kavramı ve yaşam boyu öğrenme kavramları ortaya çıktı.
 

 

Uzaktan Eğitim Kavramları


Uzaktan egitim, uzaktan ögretim, e-ögrenme, uzaktan ögrenme, açık ögrenme, dağıtık ögrenme, eszamanlı ögrenme, tele-ögrenme, esnek ögrenme gibi kavramlar ögrenci ve ögretmenin fiziksel olarak ayrı yerlerde oldukları bir egitim sürecini tanımlamak için kullanılan kavramlardan bir kaçıdır.

Uzaktan egitim kavramı, bu kavramlar arasında yıllardır en yaygın olarak kullanılanıdır. Uzaktan egitim, fiziksel olarak ayrı ortamlarda yer alan ögretme ve ögrenme süreçlerini çok güzel bir sekilde tanımlamaktaydı. Ancak son yıllarda “uzaktan ögrenme” kavramı özellikle Amerika Birlesik Devletlerinde yaygın bir sekilde kullanılmaya başlandı.

Her ne kadar uzaktan ögrenme ve uzaktan egitim kavramları birbirlerinin yerine kullanılıyorlarsa da, uzaktan ögrenme kavramı ögreneni daha çok vurgulamaktadır. Gerçekten de son yıllarda ögrenci-merkezli ögrenme kavramı, ögrenme etkinligi uzaktan olsun olmasın, her türlü egitim ortamı için yaygın olarak kullanılmaya baslandı. Öğrenci merkezli ögrenme kavramı ögrencinin kendi ögrenme etkinligi ile ilgili olarak sorumluluk aldıgı ortamlar için kullanılmaktadır. Uzaktan gerçeklestirilen ögrenmelerde öğrenciye büyük sorumluluklar düsmektedir.

 

Çevrimiçi e-Ögrenme Ortamları


Genel olarak çevrimiçi e-Ögrenme ortamları, “ögreten ile ögrenenin aynı mekânda (bazen de aynı zamanda) bulunmadan yasadıkları egitsel iletisim ve etkilesim ortamları” olarak nitelendirilebilir. Bu nitelendirme, “ögretenin, ögrenenlere bir sınıf ortamında (belirli bir tarih ve saatte) aktarması gereken bilgiyi (ders içerigini), uygun internet ya da intranet teknolojileri kullanarak hazırlaması ve sunması süreci” olarak da ifade edilebilir. Çevrimiçi e-Ögrenme ortamları, egitsel içerigin bazen dogrudan, bazen de dersi destekleyici materyaller olarak aktarımına dayalı sistemler biçiminde kullanılabilmektedir. Egitsel içerik, bu ortamlarda, Web teknolojisine uygun olarak tasarlanıp üretilmis metin, resim, canlandırma, ses ve görüntü dosyalarının, etkilesim katılarak dagıtılabilmesine olanak saglamaktadır.


Genellikle Ögretim Yönetim Sistemi, Bçerik Yönetim Sistemi, Ögretim içerik Yönetim Sistemi ya da Egitim Portalları gibi birtakım yazılımlar kullanılarak çevrimiçi e-Ögrenme aktiviteleri gerçeklestirilmektedir. Bazı uygulamalarda bu sistemler kullanılmaksızın da (ya da sadece Web olanakları kullanılarak da) gerçeklestirilebilmektedir. Örgün egitimde çevrimiçi e-ögrenme ortamları ögretenler ve ögrenenler için birçok araç sunmaktadır.

 

e-Ögrenme Standartlarının Özellikleri ve Türleri


“Standart” gündelik dilimize yerlesmis ve neredeyse hayatın her alanında karsımıza çıkan bir kavram. Standartlar üzerine kurgulanmıs bir çagda yasıyoruz diyebiliriz. İste hayatımızdan bir örnek; sehir sebekesinin verdigi elektrigin voltajının “sabit” bir değerde oldugunu duymussunuzdur. Bu voltaj dikkate alınarak elektrikli ev aletleri üretilir. Satın aldıgımız bir elektrikli ev aleti, kurulup fisi prize takıldıgı zaman, eger üretim hatası yoksa problem çıkartmadan çalısır. Sebekedeki voltaj artısında kendi iç koruması devreye girer ve “sigorta”sı atar. Bütün bu islemlerin gerçeklesebilmesi için üreticilerin temel aldıkları standart: “220 voltluk elektrikle çalısmak” ile özetlenebilecek kadar basittir.

Standartlar endüstrinin her alanında, gelisme ve gelistirme süreçlerine katalizör olmuslardır. Yeni ekonomik gelismeler ve kıtalar arası isleyen iletisim agı, eğitim teknolojilerinde de küresel çözümlerin ve standartların yolunu açmıstır. e-Ögrenme standartlarını anlayabilmek için bu standartların hangi ihtiyaçlardan ortaya çıktıklarını bilmemiz gerekir. Peki nelerdi bu ihtiyaçlar. iste birkaç örnek; “Aradıgım içerige kolayca ulasamıyorum.” “Farklı üreticilerden aldıgım içerik ve araçları birlikte çalıstıramıyorum.” “Binlerce dosya içeren bir dersi farklı bir egitim yönetim sistemine tasımam lazım. Bunun kolay bir yolu olmalı?”

“İçerigi gerçekten de ihtiyaçlarımızı karsılayan bir ders var ama ya kullandıgımız içerik yönetim sistemi ile uyumlu çalısmazsa!” Kullanıcılardan ve üreticilerden gelen bu tarz taleplere verilebilecek örneklerin sayısı arttırılabilir. e-Ögrenme yazılımları ile ilgili olarak verdigimiz ihtiyaç örnekleri, bilişimin her alanında kullanıma sunulmus yazılım paketleri ya da ürünleri ile ilgili olarak karsılasılabilecek ihtiyaçlardır. Bu ihtiyaçlar; bu tür ürünlerin, onları kullanacak bireylere maksimum fayda saglaması amacıyla, bir takım özelliklere sahip olmaları gerekliliğini ortaya koymustur.

Bu özellikler şunlardır ;

Birlikte çalısabilirlik (Interoperability): Farklı kaynaklardan alınan içeriklerin birlestirilmesi; farklı sistemlerde çalıstırılabilmesi; farklı sistemlerin birbirleri ile iletişim kurması ve etkilesimi.

Yeniden kullanılabilirlik (Re-usability): e-Ögrenme içerigini olusturan bilgi nesnelerinin (metin, grafik, ses, animasyon, video, kod…) yeniden kullanılabilir olması. Bu nesnelerin bir araya getirilerek farklı bir ögrenme nesnesine dönüsebilmesi.

Yönetilebilirlik (Manageability): Kullanıcıya ya da içerige ait bir bilginin eğitim yönetim sistemi tarafından izlenmesi.

Ulasılabilirlik (Accessibility): Kullanıcının bir ögrenme nesnesine ne zaman isterse ulasabilmesi.

Devamlılık (Durability): Teknolojik bir gelismenin; örnegin içerik üretilirken kullanılan bir aracın yeni bir sürümünün çıkmasının, yeniden tasarım ya da kodlama gerektirmemesi.

Ölçeklenirlik (Scalability): Teknolojinin kullanıcı sayısında, ders sayısında ya da içerikte muhtemel bir artısı kaldırabilecek nitelikte olması. Bu amaçlar göz önünde tutularak, e-ögrenme teknolojilerinden e-ögrenme içeriğinin kalitesine kadar pek çok farklı alan için bir takım standartlar olusturulmus ve gelistirilmistir. eLearning kursunun hazırlanması sürecinde tek bir takım yapısından söz edemeyiz dedik ama kilit rollerden bahsetmekte fayda var. Basta proje yöneticisi olmak üzere, bir elearning takımı ögretimsel tasarımcı, grafiker, video editörü, ses editörü, animatör, yazar, programcı, kalite kontrolcü ve konu uzmanı gibi kilit rollerdeki kisilerden oluşur.

 

e-Ögrenme Bilesenleri ve Nesneleri


Özellikle asenkron ögrenme’den bahsederken söylediklerimiz yanlıs bir kanının yerlesmesine neden olabilir. Biliyoruz ki internet, aradıgımız neredeyse her türlü bilgiye ulasmamızı mümkün kılmaktadır. Online bilgi, online doküman ya da kaynaklar eögrenme anlamına gelmez. Online ögrenmede içerik, ögrencinin pratik yapmasına, etkilesime girmesine, bilgisini ölçmesine olanak saglayan bir yapıda tasarlanmıs olmalıdır.

Etkin bir ögrenme aktivesinin gerçeklesmesi için bir e-ögrenme materyali su bileşenleri içermelidir;


► Metin,
► Ses,
► Basit grafiksel sunumlar,
► Stream edilmis video sunumlar,
► Animasyonlar,
► Simülasyonlar,
► Oyunlar,
► Test sistemleri,
► Geri bildirimlerle (Feedbacks) desteklenmis etkilesimler (sorucevap gibi).


Bu noktada e-ögrenme’de tartısmalı bir kavramdan bahsetmek istiyorum; öğrenme nesneleri (Learning Objects). “Yukarıda bahsedilen bilesenlerin her birini” ya da “bu bilesenlerden bir ya da daha fazlasının komposizyonu ile olusturulmus egitim materyalinin bölünemeyen anlamlı en küçük birimini” ögrenme nesnesi olarak ifade edenler arasında sürdürülen tartısmalar sonuçlanacak gibi görünmüyor. Biz bundan sonra, tartısmalı olan her iki tanımı da kapsayarak, ögrenme nesnesi kavramını kullanıyor olacagız.

Eğitim kurumları,söz konusu hizmeti vermek için ciddi bir donanım ve yazılım desteğine ihtiyaç duyuyorlar,ancak Oracle, IBM,Lotus gibi teknoloji şirketleri, dünya çapında artan elektronik eğitim pazarına hizmet vermek üzere, neredeyse “anahtar teslimi” uzaktan eğitim çözümleri sunmaya başladılar bile. Türkiye’de benzer bir örnek Sakarya Üniversitesi’nde deneniyor. Bu hizmet, ÖSS’ye girmiş ve o bölümü kazanmış öğrenciler ile sınırlandırılmış. Ancak örneğin,bilgisayar sistemleri üzerinde daha teknik eğitim alarak bilgi seviyesini yükseltmek isteyenler için Oracle veya Koçsistem gibi firmaların düzenlediği online eğitimler,Türkiye’deki uygulamalara örnek gösterilebilir. Uzaktan eğitim,Türkiye gündeminde çok sık yer almayan bir kavram olabilir belki ama dünya çapında gördüğü ilgi de yadsınamaz. Örneğin, Avrupa Birliği, resmi politikası haline gelen e-Learning kavramını, birliğin hızlı ve etkili eğitim ihtiyacını karşılayacak,sosyal, kültür el yakınlaşmayı ve bütünleşmeyi sağlayacak, Avrupa’yı bir bilgi toplumuna dönüştürecek anahtar faktör olarak gördüğünü ifade ediyor. Pek çok kurum ve üniversite de,uzaktan eğitimi destekleyen kapsamlı programları başarı ile yürütüyor.


 

Aktif etkinlik bulunmamaktadır.
ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar