elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

Nükleer Enerjide Yeni Dönem

Fukuşima Nükleer Santrali'nde yaşanan kaza hiç şüphesiz nükleer santraller için yeni bir dönem başlattı. Bu denli büyük bir kazanın Japonya gibi güvenilirlik ve şeffaflık olgularıyla dünyada ün yapmış bir ülkede gerçekleşmesi kazanın görkemini arttırdı. Bu olayla birlikte nükleer enerjinin gerekliliği ve sürdürebilirliği yeniden hararetle tartışılır oldu. Özellikle Avrupa'nın iki büyük ülkesi olan Fransa ve Almanya'da hem sembolik değer taşıyan hem de emsal olabilecek nitelikte önemli kararlar alındı.



A- A+
27.07.2011 tarihli yazı 7752 kez okunmuştur.

ALMANYA VE FRANSA'NIN NÜKLEER KARARININ ARDINDAN


Almanya'nın 2022 yılına kadar nükleer santralleri kapatma kararını duyurmasının ardından dünyanın en büyük ikinci nükleer enerji üreticisi olan Fransa'nın dördüncü nesil nükleer reaktörlerin (EPR) inşasının 2 yıllığına ertelemesi bu kararların en etkili ve ses getirenlerinden. Peki tüm bunlar nükleer enerjinin artık yavaş yavaş rafa kalktığı anlamına mı geliyor?  


Öncelikle Avrupa'nın lokomotifi olan Almanya'yla başlayalım. Almanlar ihtiyaç duyduğu enerjinin %26'sını nükleer santrallerden sağlıyor. Ülkedeki ilk santral 1975 yılında kurulmuş. Ülkede hala çalışmakta olan 17 santralden 13'ü 1975-1985 yılları arasında yapılmış. En son santral 1989 yılında yapılmış bu tarihten bu yana herhangi bir girişim olmamış.( Bu arada hemen belirtelim bu tarihten itibaren tüm dünyada kurulu nükleer güç sadece %1 artış göstermiş.) Yani, nükleer santrallerin ömürlerinin 30-40 yıl olduğu düşünülürse zaten bu reaktörlerin fiziksel ve teknolojik ömürlerini tamamlayacaklarını aşikardır. Yani Almanya'nın bu kararı bir seçenekten öte bir zorunluluk olarak görülebilir. Fakat Almanya'nın elektrik enerjisinin son on yıllardaki sağlayıcılarına baktığımızda nükleer enerjiden elde edilen enerjinin keskin bir şekilde düşerken yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen enerjinin aynı şekilde keskin bir artış olduğu gözlenebilir. Bunun anlamı aslında Almanya'nın yaklaşık 15 yıldır nükleere yaptığı yatırımı artık kademeli olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlendirdiğidir. Öte yandan Alman ekonomisinin artık doyuma ulaşmasıyla enerji tüketiminin uzun yıllardır artan bir şekilde azalması Almanya'nın yeni seçeneklere geçiş düşüncesini hızlandırmıştır. Ayrıca Almanya'nın sosyal ve siyasi yapısı bu kararın alınmasında önemli bir etken olmuştur. Aslında 2022 yılına kadar kademeli olarak nükleer santrallerin kapatılması kararı 2002 yılında Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller Partisi koalisyonunda alınmıştı. Bu gün iktidarda bulunan muhafazakar-liberal koalisyon bir çok defa bu kararı erteletmek istese de Fukuşima'nın ardından baskılara daha fazla dayanamadı ve bu kararın yürürlüğe girmesine karar verildi. Böylece enerji olgusunun teknik olduğu kadar ekonomik ve politik bir sorun olduğu bir kez daha görüldü
                                              


Almanya'da yıllara göre nükleer enerjiden elektrik üretim oranı






Almanya'da elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların oranı


 


Avrupa'nın en büyük nükleer enerji üreticisi ve kullanıcısı olan Fransa dünyada bu işin en önemli merkezlerinden. Şüphesiz Fransa'nın nükleer konusunda alacağı herhangi bir karar hayati önem taşıyor. Fransa kimsenin nükleere güvenmediği yetmişli yıllarda nükleeri benimsedi ve ulusal bir politika haline getirdi. Nitekim bu politika başarılı oldu, Fransa dünyanın en büyük nükleer güç merkezlerinden biri haline geldi. Fakat dünyada yaşanan nükleer kazalar ve nükleer enerjinin sürdürülebilirliği ve Fransız ekonomisinin aldığı hal nükleer enerjiyi sorgulatır hale getirdi. İlk defa 1996 yılında bir Fransız nükleer santral yapım şirketi nükleer santral inşasını durdurduğunu açıkladı. 1997 yılında ise Fransa Sanayi Bakanı nükleerin Fransa için en ucuz enerji kaynağı olmadığını açıkladı. Tüm bunların ardından Fransa ilk defa 2003 yılında nükleer gücü halk tartışmasına açtı. Fransız halkının ise nükleere bakış açısı diğer Avrupa ülkeleriyle aynı eğilimde. Les Echos gazetesinde yayınlanan bir ankete göre Fransız halkının %55'i nükleere karşı çıkarken %41 nükleeri destekliyor. Fransa'nın bu oranla Avrupa'da nükleere en çok destek veren ülke olduğunu söylemek mümkün. Europe Ecologie Les Verts'in desteklediği bir araştırmaya göreyse halkın %71'i kademeli olarak nükleerden vazgeçmeyi olumlu bakabileceğini söylüyor. Fransız hükümetiyse bilindik bir şekilde önceki hükümetler gibi nükleeri orantılı bir biçimde destekliyor. Sarkozy bu konuda yaptığı son açıklamada dördüncü nesil reaktörlere bir milyar euro ayıracaklarını, ayrıca nükleer tesislerin güvenliği için devlet destekli krediler vereceklerini söylemişti. Ancak seneye cumhurbaşkanlığı seçimleri var ve bu konunun seçimleri etkileyebileceği biliniyor. Bu yüzden nükleer hakkındaki tartışmaların giderek daha da büyüyeceği ve Sarkozy'nin en azından bir süreliğine nükleer yanlısı bir mesaj vermeyeceği düşünülüyor. Fransa ekonomisiyse Alman ekonomisine benzer bir şekilde doygun ve küçülmeye başladı. Almanya'yla benzer şekilde hem enerji üretimi hem de tüketimi yavaşlamakta. Yani bu ülkelerin ilerde ucuz enerjiye gelişmekte olan ülkelerden çok daha fazla ihtiyaç duyduğu kesin. Çünkü gelişmekte olan ülkeler büyük enerji yatırımlarını (nükleer enerji gibi) döndürebilecek imkana sahipken gelişmiş ülkeler artık bu yetenekten yoksun bu yüzden nükleer enerjinin üretimde rolü düşerken devinimi daha kolay olabilen yenilenebilir kaynakların rolü hızlı bir şekilde artmaktadır. 



Almanya'da yıllara göre nükleer enerjiden elektrik üreme oranı


 


Sonuç olarak, 19.yüzyılda sanayi devrimi kömür,20. yüzyılda teknoloji devrimi ise petrol sayesinde gerçekleşti. 21.yüzyılın bu ilk yıllarında lider enerjiye yeni bir isim vermemiz gerekiyor. Gelişmiş ülkeler bu konuda yenilenebilir enerji kaynaklarıyla öne çıksa da tüm dünya açısından düşünüldüğünde nükleer enerji hala masada olan seçenekler arasında olmayı sürdürüyor. Nükleer enerji hakkında dünyanın ne yönde karar vereceği daha çok gelişmekte olan ülkelerin tutumuna bağlı olduğunu da unutmamak lazım. Tabi bu sadece teknik sorunların çözüme kavuşmasıyla değil dünyanın ilerde nasıl bir sosyal ve ekonomik bir düzeneoturacağıyla da yakından ilgilidir. 


Mehmet Cem ATEŞ

 


Kaynaklar



http://archive.greenpeace.org/comms/97/nuclear/reactor/repstatus.html
http://economicsnewspaper.com/policy/french/nuclear-a-survey-ecologists-denounce-handled-by-edf-3256.html
http://www.tradingeconomics.com
http://www.dw-world.de/dw/article/0,,15212378,00.html
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1142286
Mehmet Cem Ateş Mehmet Cem Ateş Yazar Hakkında Tüm yazıları Mesaj gönder Yazdır



Aktif etkinlik bulunmamaktadır.
ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar